29 Temmuz 2011 Cuma

İrlanda-Dublin 2



İyi akşamlar herkese,
Bu akşam yine evimden uzakta,işimin başında nöbetteyim:)
Evde bilgisayara ayıracağım zamanı eşimle,bebeğimle geçirmeyi tercih ediyorum daha çok.
İşteyken fırsat buldukça da sizleri postsuz tarifsiz bırakmamaya çalışıyorum.

Eşimin çektiği İrlanda'ya ait karelerle devam etmek istedim bugün...
Üst resimde gördüğünüz;Liffey nehri .
Şehri tüm güzeliğiyle ikiye bölmekte.Avrupanın birçok şehri de böyle değil midir zaten?
Aslına bakarsanız Liffey nehri sadece şehri değil şehirdeki toplumu da bölüyor, İrlanda hakkında yaptığım mini araştırmama göre Nehrin bir yakasına daha dar gelirliler,diğer yakasında ise elit kesim yerleşmiş durumda.Gerçi bu;çok da şaşılacak bir durum değil elbette.Bakınız Ankara'daki Çinçin-Çankaya karşıtlığına.Hemen her yerleşimde olabilecek bir durum lakin Dublin'de nehrin iki yakası olarak bakabiliriz bu duruma:)


Resimdeki köprüye bir çok Dublin resminde yada kartpostalında rastlamışsınızdır sanırım.
Aslında biraz daha yakından çekilebilirdi ama bunun için bile teşekkür ediyorum ben birtaneciğime:)


Eşimin en çok hoşuna giden durumlardan biri de gecenin geç olması Dublin'de.
Saat 22.00 civarı bile karanlık olmuyormuş tam anlamıyla.
O saate kadar resimdeki gibi tatlı bir aydınlık mevcutmuş.
Gün batımında yakalanmış bir görüntü yani:)


Burası Cobh Müzesiymiş.
Cork şehrine bağlı bir semt olan Cobh'taki bu müzenin rengi ve dış kaplaması inanılmaz güzel.Zaten Cork'ta bir çok yapının dış kısmında boya yerine tuğla kullanılıyormuş.Bu da o tarz yapılardan biri sanırım.


Üstte görünen iskelede oturup gün batımının tadına varmak ne şahane olurdu öyle değil mi?
Bizimkiler burada yemek yemişler sanırım.Yani konakladıkları yerlerden biri:)


İrlanda;denizlerle çevrili ve çokça süper limana sahip bir ülke.
Ülke,maden bakımından oldukça fikir.Geçim kaynaklarının büyük bir kısmı;bilinenin aksine tarım ve hayvancılık.
Denizlerle çevrili olması büyük avantaj elbette lakin,ülkenin en büyük avantajı geniş düzlüklere sahip olması esasen.Yükseltiler 900m'yi geçmeyecek şekilde,düşünsenize:)
Göz alabildiğine uzanan meralar,hayvancılık için inanılmaz ideal.Ve tarım için de elbette

.

Daha evvelki postta da söylemiştim sanırım bu ülke çiçeklere aşık:)
Şu kır çiçeklerindeki renk ve ahenge baksanıza.Üstelik şehrin her yerinde.
Sokak lambaları,evler,dükkanlar,sokaklar tamamen bu çiçeklerle bezeli.


Burası;Keneddy parkı.
Resimdeki heykel de İrlanda'ya ilk gelen aileyi temsil etmekteymiş.
Bir abla ve kardeşleri.


Ben bu çiçeklere bayıldım inanın,bu ülkeye de.
Denizi var,yeşili var,çiçeği var,serin havası,bol ağacı var.
Üstelik Avrupa'daki bir çok başkente göre çok da güvenilirmiş.
Suç oranının diğer Avrupa başkentlerine göre daha düşük olduğu bir şehir DUBLİN:)
Üstelik eğitim seviyesi de iyiymiş,sahip olduğu 3 üniversitesiyle.


Yine hatırlatmadan edemeyeceğim;
bu ülkenin para birimi euro.Dili ;İngilizce ve İrlandaca.
İnanç sistemi ise %95 Katolik.
Nüfusu az bir ülke.Ulaşım sorunu yok.
Ancak eşimin dediğine göre demiryolu ulaşımı pahalıymış.3 saatlik yolculuğa 70 euro ödemek zorunda kalmışlar.
Ama havası şahaneymiş.İnsanları ise sıcak:))
Eşim İrlanda'yı  anlaşılan pek sevmiş.

Bir sonraki yolculuk neresi olacak bilmiyorum.Ancak izinli olduğundan Ramazan ayındaki Hindistan yolculuğuna katılmayacak.Bakalım nasip nereye:)
Mintiyle bir başka yolculukta buluşmak dileğiyle.
Sevgiyle kalın


VE SEVDİKLERİNİZE HEP YAKIN KALIN İNŞALLAH:)

26 Temmuz 2011 Salı

İrlanda Yolculuğundan Eşimin Objektifine Yansıyanlar...




Selamlar yine Mintiden,
Bugün keyfim pek yerinde,
Giyindim şıkır şıkır,fönlettim saçlarımı da,bebeğimin durumu ve iştahı pek yerinde.Ama en önemlisi sevdiceğim geldi uzaak yollardan.Pazar gecesi 12-1 gibi geldi yorgun argın(kıyamam)Giderken jilet gibi ütülü,saç sakal traşlı,parlak ,dönüşte ise kravat çıkmış sakallar uzamış,gözler inanılmaz yorgun.Hiç kıyamam sevdiceğime uzun bir yolculuktu tabi.Ama keyifli anlar da yaşamışlar elbette.Hindistandan dönüşteki memnuniyetsiz ifade yoktu yüzünde.Sevmiş sanırım İrlandanın  serin havasını:))

Yakaladığı güzel karelerden de belli değil mi?Ben bile sevdim bu yeşil memleketi.Sevdim dedimse memleketim caanım Türkiyem kadar değil tabiki.Vatan aşığı biri olarak hiç bir memleket tutamaz benim memleketimin yerini diyorum ve konuya giryorum:)


Nasıl bir fotoğraf delisi olduğumu bilen eşim sırf ben mutlu olayım diye gözüne güzel gelen her yeri fotoğraflamış elinden geldiğince.Hatta panoramik görüntü bile almış.Belki bir başka postta onu da koyarım buraya.
Sevdiceğimin gözüyle İRLANDA'dan kareler



E n çok mimari yönden zengin binalarını sevdim ben İrlandanın.Sonra ılıman deniz iklimi oluşu ve serin olması da çok güzel yine sıcak yazlardan hoşlanmayan ben için.
Eşimin anlattığı haliyle anlatıyorum bu az nüfuslu ülkeyi.Onun gözlemleri aslında.Ülke koskocaman bir düzlükten ibaret vikipediadan bildiğim kadarıyla.Avrupanın hemen her şehrinde olduğu gibi İrlanda da şehri ikiye bölen bir nehir geçmekte.Ülkenin büyük bölümü geniş çayırlarla ve ağaçlarla kaplıymış.Gerçekten yeşil bir ülke,yemyeşil bir başkent diyor eşim.
Temiz,net ve derli toplu bir hayat akıp gidiyormuş İrlandanın başkentinde.



Yine eşimin hoşuna giden en güzel şeylerden biri de;sokakların hemen heryerinde bulunan bu saksı çiçekler.
Her köşe başında,caddeler,sokaklar boyunca,hemen her sokak lambasının yanıbaşında,
canlı ve tazecik çiçekler salınıyormuş.
Anlayacağınız çiçeklerle bezeliymiş dörtbiryan.Ne kadar güzel bir görüntü değil mi?Bana çok doğal geldi bu ülke.
Keşke ben de görebilseydim:)



Çok güzel bir katedral resmi var mesela bu postta yeralmayan.Muhteşem bir mimari.Sanırım başka bir post daha ayarlayacağım İrlanda için.


Yemek konusuna gelecek olursak;geleneksel İrlanda yemeklerinden pek hoşlanmamışlar.Hem,helal olup olmadığından emin olamadıkları için,hem de birçok yemeğin yapım aşamasında alkollü içki kullanıldığı için.Bu nedenle bol bol patates kızartması yemişler sanırım,patatesin bol olarak yetiştirildiği bu ülkede:))


Eşimin gezi notlarından aktaracaklarım şimdilik bu kadar.Birbaşka postta anlatacak birşeyler daha bulacaktır Minti,hiç merak etmeyiniz siz...
Şimdilik sevgiyle kalın,ve en sevdiklerinize hep yakın olun inşallah:)

mintiden sevgiler

22 Temmuz 2011 Cuma

Çilek Reçeli


Selamlar diyorum herkese bu mübarek günde,
İş yerimdeyim ve sabırsızlıkla eve gitmeyi bekliyorum yine.Bu haftasonu inanılmaz sıkıcı geçecek biliyorum.
ÇÜNKÜ;SEVDİCEĞİM ŞUANDA İRLANDA YOLLARINDA. 
Onu bekleyen uzun bir yolculuk var önünde.Bu sabah 5 te uyanıp hazırlanmasına yardımcı olduktan sonra,En Emine emanet ederek uğurlayıp,3 günlük hasret dolu bekleyişime başlamış bulunuyorum.
Klinik Araştırmalar Daire başkanı,Genel müdürü ve bir elemanıyla birlikte Şube müdürü vasfıyla İrlanda da ki bir laboratuvarın Sağlık bakanlığı adına GSP denetimini gerçekleştirmek üzere çıktılar yola.Önce istanbul dış hatlara,oradan da 8 saatlik bir yolcuklukla Dubline gidecekler.Otobüs ve 1-2 saatlik tren yolculuğunun ardından gitmek istedikleri yere,yani CORK'a varacaklar.
Dualarımla bekliyorum bitanemi.Onu En Emine emanet ediyorum.Dönüş;pazar gecesi 12 gibi inşAllah:)
Cork'ta kalacakları yer ise;Cork Vienna Wood Otel.Ben de her fırsatta otele bakıp duruyorum internetten.Sanki eşimi görecekmişim gibi,i hi:)))Komik dimi...
Neyse görevi gereği yapacağı bu ve buna benzeyen seyahatlerine alışsam iyi olacak sanırım.Çünkü 2-3 ay sonra da Amerika yolculuğu var bildiiğim kadarıyla.Bu arada laf aramızda benim birtaneciğim en sonunda master yapmaya karar verdi.Nasıl mutluyum bu kararından dolayı anlatamam.Çünkü biliyorum bu,onun için bebek oyuncağı.Öyle kapasiteye sahip ki maşallah bunu kolayca biticeğinden ben çok eminim.Ah bir de TUS'a hazırlanacağına dair bir söz çıksa ağzından.Neyse buna da şükür.İstese elinden asla kurtulamaz sınav falan lakin biz biraz hırs özürlüyüz:)ihi:)duymasın bunu,master yapmaktan da vazgeçer alimallahh.Neyse bi bunu yapıp bitirsin,gerisi de gelir inşallah.

Bu arada pek sık tarif veremiyorum,biliyorum ama çilek mevsimi geçmeden artık yaptığım çilek reçelinin tarifini vermek istiyorum.Ertesi senenin çilek mevsimi gelinceye kadar kötü olmadı inanın yada kristalleşme olmadı.Maşallah diyorum,sanırım çilek reçeli konusunda minti olarak iyiyim:))
Nasıl yaptığıma geçecek olursak:)


Malzemeler:
1 Kg çilek
1kg toz şeker
2-3 damla limon suyu


Hazırlanışı:
1-Böyle tam ölçü verdiğime bakmayın,aslında ölçerek yapmıyorum.Bu nedenle ölçüleri de tahmini veriyorum.Benim evde kullandığım ortaboy cam bir kasem var.Yıkayıp çöplerinden arındırdığım çileklerimden ne kadar koyuyorsam,o kadar da toz şeker koyuyorum.Yani birebir ölçüyle yapıyorum.2 kase çilek koyuyorsam,aynı kaseyle 2 tane de şeker koyuyorum.

2-Çilekleri suya koyup bir süre bekletiyorum.Ardından çöplerini yapraklarını ayıklayarak tertemiz yıkıyorum.Ve bir süzgece koyarak tamamen süzülmelerini sağlıyorum.Üzerinde hiç su kalmayacak şekilde süzüldükten sonra kaynatma işlemini yapacağım tencereye çilekleri koyuyorum kaseyle ölçerek.Yine aynı kaseyle koyduğum çilek ölçüsünde toz şeker serpiyorum üzerine.

3-Tencerenin kapağını kapatarak akşamdan buz dolabına kaldırıyorum ve sabah kalktığımda ateşe koyuyorum.Yani bir gece sekerle buzdolabında bekletiyorum.Sabahleyin suyunu bırakan çilekleri ocağa koyup kaynatıyorum.Bu arada oluşan köpüğü mutlaka tahta bir kaşıkla alıyorum.

3-Çilekler yumuşayıp,suyu kıvam kazandığında limon suyunu ilave ediyorum.Tam 2 dakika daha kaynatıp ocaktan alıyorum.İlk sıcağı geçtikten sonra çok da soğumadan kavanozlara koyarak ağzını sıkıca kapatıyorum ve 3-4 saat ters çevirip bekletiyorum.Sonrasında mis kokulu çilek reçeliniz hazır...
 AFİYET OLSUN....
 
mintiden sevgiler

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Et Sote...


 Selamlar herkese,
İşten yazıyorum yine,malum evde bebişimden zaman çalıp bloğuma ayırmak istemiyorum.Zaten pekte zamanım olmuyor açıkçası.Hele Ramazan evveli temizliği bitirme telaşesi,yazın güzel zamanlarında bebeğimi güneşten ve park arkadaşlarından mahrum bırakmama arzusu gibi faktörler de işin içine girince sormayın gitsin.Eh! işten gelince yemek yapayım,hadi yemek sonrası spor olsun altınparka yürüyelim,arkadaşları ziyareti ihmal etmeyelim,mutfak alışverişi,Avm gezmesi vs.vs derken....Anlayacağınız zaman yetmiyor mintiye...

Bu arada sevdiceğim de bu cuma İrlanda yolcusu:(
Haftasonu yalnız geçecek.Görevi gereği 3 gün İrlandada olacak.Sağlıkla,selametle gidip döner inşAllah.
Uçak biletleri falan ayarlandı,herşey hazır,cuma günü çıkacaklar iş arkadaşlarıyla birlikte nasipse.
Mintiden havadisler şimdilik bu kadar.Dilerseniz;bir de nefis tarif versin fırsat bulmuşken:)
Buyrun lütfen:)

 Malzemeler:
    500 gr dana eti veya kuzu kuşbaşı
    4 adet sivri biber
    2 adet orta boy soğan 
    2-3  adet domates
    1 yemek kaşığı salça
    yeteri kadar tuz
    kimyon, karabiber
    kekik
  3-4 yemek kaşığı sıvıyağ
  maydonoz

Yapılışı:
1-Yağsız dana etini ufak ufak kuşbaşı doğrayınız.Kuzu etinin kokusunu eşim de ben de sevmediğimizden dana etini tercih ettik.Ama dilerseniz kuzu etiyle de yapabilirsiniz ki daha yumuşak olacaktır.

2-Bir tencereye yağı ve eti koyunuz ve et suyunu salıp çekene kadar kavurunuz.Et tamamen suyunu çektikten sonra ince ince doğradığınız soğanları ve yeşil biberleri ilave edip,et ile birlikte kavurunuz.

3-Domateslerin kabuklarını soyarak incecik doğrayıp soteye ilave ediniz .Bir kaç dakika çeviriniz.Bir miktar ılık suyun içinde salçayı eritip ekleyiniz ve kapağı kapalı şekilde kontrolünüz altında pişmeye bırakınız.

4-Tuzunu,biberini,kekik ve çok az kimyonunu katıp ağır ateşte 20-25 dakika kadar et yumuşayana dek pişiriniz.Süre;etin cinsine ve ocağınızın ayarına göre değişebilir.Piştikten sonra maydonozla süsleyerek sıcacık servis yapınız.
Afiyet olsun...
 

14 Temmuz 2011 Perşembe

inegöl köfte


Selamlar herkese,
Mesai saatimin dolmasına ramak kala,hazır tüm işlerimi bitirmiş evime dönmenin büyük heyecanı içerisindeyken,sizlerle en sevdiğim lezzetlerden birini paylaşmak istedim.Et konusunda gurme damak tadına sahip olan ve benim tüm yemeklerimi beğenmesine rağmen et yemeklerimi o kadar da başarılı bulmayan sevdiceğimin bile bu tarifle yaptığım köftemi beğendiğini söylemeliyim.Evet itiraf ediyorum bizim evde et yemekleri çoğunlukla eşimin ellerinden çıkıyor:))
Bu durumdan hiç şikayetçi değilim çünkü gerçekten harika yapıyor...
Çok zengin bir damak tadına sahip ve inanın bana yemeği yaparken tadına bakarak değil de kokusundan yola çıkarak eksiklerini ilave ederek yapıyor:)
Neyse sevdiceğimi daha fazla şımartmadan ben tarifimi vereyim en iyisi:))).
"Tarifimi" deyince tabiki benim buluşum değil.Bildiğimiz inegöl köfte tarifinin "minti" tarafından yorumlanmış hali...
Eh! hadi buyrun bakalım...

MALZEMELER:

  • Yarım kg köftelik kıyma (çok yağsız olmasın)
  • 1 adet kuru soğan
  • 3-4 yemek kaşığı galeta unu
  • tuz
  • 1,5 çay kaşığı karbonat veya kabartma tozu(tepeleme olmasın)
  • 3-4 damla limon suyu
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • çok az karabiber  
  • aslında inegöl köftede maydonoz olmaz lakin minti maydonoz da ilave etti:))
HAZIRLANIŞI:
1-Soğanı rendeleyip üzerine kıyma, galeta unu, pul biber, karabiber,tuz ve kabartma tozunu ilave ediniz.

2-Kabartma tozunun üzerine limon suyu ekleyerek köpürmesini sağlayınız.Üzerine ince doğradığınız maydonozları ilave ediniz.Tüm malzemeleri iyice yoğurduktan sonra köftelere parmak uzunluğunda şekil veriniz.

3-Çok az yağ konulmuş teflon tavada kısık ateşte kızartınız.Yanında olmazsa olmazı patates kızartmasıyla servis yapabilirsiniz.
AFİYET OLSUN...


mintiden sevgiler

11 Temmuz 2011 Pazartesi

fırında tavuk patates (pilav eşliğinde)


Fırında patates gibi bir lezzet yok sanırım dünyada.
Tek kelimeyle şahane oluveriyor.Hem hafif hem leziz..Eh daha ne olsun değil mi?
Nasıl mı yapıyorum ben fırında tavuk-patates ikilisini,hepinizin bildiği gibi elbette.:))
Ama bu defa tavukları kendi hazırladığım sosla marine etmek yerine,Knorrun hazır tavuk pane harçlarından birini kullandım ki şahane oldu inanın bana.
Eğer denemediyseniz mutlak deneyin derim.

Toparlayacak olursak ne yaptım??
***Patatesleri dilimleyerek bir yemek kaşığı sıvıyağ,pulbiber ve tuzla harmanlayarak karıştırdım.
***Diğer yandan tavuk but ve kanatları fırın poşetine yerleştirdim ve üzerine hazır pane harcını döküp sallayarak tavukları tamamen buladım.Poşetin ağzını kapatarak patatesle birlikte 180 derecelik fırında 30 dakika pişirdim.
***Hatta fırının turbo ayarını açtığımdan 25dakikada pişiverdi.Bu arada;yanına en sevdiğim pilav olan pirinç pilavını yapıp dinlenmeye bıraktım.
***Sonuç olarak servis tabağına pilavın yanına kızarmış tavuk ve mis gibi patateslerden koyarak servis yaptım...

AFİYET OLSUN ŞİMDİDEN...


mintiden sevgiler

7 Temmuz 2011 Perşembe

Narlı İrmik Tatlısı



 Selam ve sevgiler gönderiyorum herkese..
Bu gün yine görevim dolayısıyla nöbetteyim ve bebeğime gidemeyeceğim malesef ama yine de çok mutlu çok huzurluyum.Bunun için sayamayacağım kadar çok neden var biliyorum...Sağlığım yerinde olduğu için mutluyum,bebeğimin ateşi düşüp iyileştiği için mutluyum,bebeğim emin ellerde olduğu için mutluyum,çalışıyor ve sevdiğim işi kendi işimi yapıyor olduğum için mutluyum,aşık olduğum adamla evli olduğum için mutluyum,hala yüreğimde aşk olduğu için hala sıcacık aşık olunduğum için mutluyum,dedemin patoloji sonucu iyi çıktığı için mutluyum,biricik kuzenim iş bulup çalışıyor olduğu için mutluyum,canımın içi anneciğimle huzurumuz mutluluğumuz yerinde olduğu için mutluyum,bebeğim artık tekli kelimeleri bırakıp cümle kurmaya geçtiği için mutluyum,KADROLU DEVLET MEMURU OLACAĞIM için,Ankarada olduğum için...................................

biliyorum uzar gider bu sayfa
....
Bu nedenle ben SADECE MUTLUYUM diyeyim en iyisi...çüNKÜ BUNUN İÇİN;NEDEN GEÇEKTEN ÇOK...
Bu günki tatlı tarifim de böylesi mutlu olduğum günlerden birinde çıkıvermiş olmalı ki hala tadı damağımda.
Eğer narı seviyorsanız deneyin derim...
İşte size tarifi...
Malzemeler:
1 Lt. Süt
7 Yemek Kaşığı İrmik
8 Yemek Kaşığı Toz Şeker
1 Yemek Kaşığı Buğday Nişastası
1 Paket Vanilya
 
Narlı jöle için:
2 su bardağı nar
1 su bardağı su

1 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya

5 yemek kaşığı şeker
Yapılışı:
1-Vanilya hariç tüm irmik tatlısı malzemelerini bir tencerede buluşturup karıştırınız.Ocağa koyduktan sonra sürekli karıştırarak pişiriniz.Kıvam kazanan tatlınızın altını kapatarak içerisine vanilya ilave ederek karıştırınız.

2-Bu arada ayıkladığınız nar tanelerini sos tenceresine alarak üzerine suyunu,şekerini ve nişastasını katarak karıştırınız ve ocağa alınız.Ocakta tamamen kıvam kazanıncaya kadar pişiriniz.Eğer bu süreçte kıvam kazandırmakta zorlanırsanız çok az suya,bir miktar daha nişasta katarak karıştırıp pişmekte olan sosa ilave edebilirsiniz.Jöle kıvamına geldiğinde altını kapatınız.Yine,şeker miktarını damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.En son 1 tatlı kaşığı kadar vanilya ekleyip karıştırıp işlemi sonlandırabilirsiniz.

2-İrmiğinizi ve narlı jölenizi hazırladıktan sonra türk kahvesi fincanlarınızın içini çok hafif sudan geçiriniz(bu işlem irmiğin fincana yapışmasını önleyecektir)Hazırladığınız narlı jöleden 1-2 yemek kaşığı kadar fincanın tabanına koyunuz.Üzerine yine 1-2 yemek kaşığı kadar hazırladığınız irmik tatlınızdan koyup fincanın kalan kısmını narlı jöle ile tamamlayınız.Tüm fincanları aynı işleme tabi tutunuz.Ben bu miktarlarla yaptığım tatlımdan 8-10 fincan doldurup geri kalanını elimde mevcut olan başka bir kalıbıma dökerek dondurdum.Siz de aynı işlemi yapabilirsiniz.

4-Hazırladığınız tatlınızı buzdolabında en az 2-3 saat dinlendiriniz.Ve servis yapacağınız zaman;servis tabağına fincanı ters döndürerek tatlınızı çıkarınız.Nar taneleriyle süsleyebilirsiniz. 
AFİYET OLSUN...

 


mintiden sevgiler

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Tulum Peynirli Makarna


Malzemeler:

  • Yarım paket burgu makarna
  • Yarım su bardağı kadar tulum peyniri,
  • 2-3 kaşık rendelenmiş kaşar peyniri,
  • 3,4 kaşık sıvı yağ veya 1 kaşık tereyağı
  • Karabiber,tuz

Hazırlanışı:
1-Yarım paket makarnayı üzerini geçecek kadar sıcak suyla,tuzunu da ilave ederek haşlayınız.Haşlanan makarnayı süzdükten sonra yeteri kadar sıvı yağ veya tereyağı koyup erittiğiniz tencereye alarak karıştırarak harmanlayınız.

2-Üzerine kaşar peynirini ekleyerek bir süre ateşte tutmaya devam edip,kaşarın erimesini sağlayınız.Dilerseniz kaşar miktarını artırabilirsiniz.Yada bu aşamada dilerseniz tulumun bir kısmını da ekleyebilirsiniz.Ben üzerine servis yapmayı tercih ediyorum.

3-Hazırladığınız makarnayı servis tabağına alıp üzerine tulum peyniri ve karabiber  ilave ederek servis yapabilirsiniz.Dilerseniz maydonoz yada dereotu da ilave edebilir yada domates dilimleriyle tabağınızı zenginleştirebilirsiniz...

AFİYET OLSUN...


mintiden sevgiler
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...