22 Haziran 2014 Pazar

Roma



Yeni bir günde yeniden merhaba...
Roma... Roma... Roma...
İtiraf ediyorum ki İtalya'ya gidinceye kadar Venedik'e hayrandım Roma'ya değil....Eşim Roma'yı,sahip olduğu sanatsal zenginlikten dolayı görmeyi arzuluyordu ama ben daha çok Venedik'i görmek istiyordum.Ancak gittim,gezdim gördüm ki Roma BAMBAŞKA...
Anlatmakla bitiremeyeceğim,rüya gibi bir şehir Roma...

Aşk Roma'da,Tarih Roma'da,Gizem Roma'da...,
Muhakkak görülmesi gereken ender güzellikte bir şehir...

San Pietro Bazilikası

Nasıl sahip çıkılmış yaşanmışlıklara,tarihe,sanata...Asırlara rağmen Roma aynı heybetiyle ayakta...Mimari bir aşk yatmakta Roma'da,
Ve bir sanat tutkusu...


Gerçekten Rönesans döneminde yaşayan Michelangelo,Rafiel,Lorenzo Bernini,Donetello ve adını hatırlayamadığım daha bir çok sanatçı kusursuz sanat eserleri bırakmış Roma'ya,herbiri birbirinden şahane üstelik.Her bir sanatçı,bir diğerini kıskanmış adeta,çekememiş kendinden daha iyi olan sanatçıyı da,daha iyisini,daha kusursuzunu yapmak için uğraşmış...


Eveeeet!!!
Otelimizdeki mükellef kahvaltının ardından Roma keşfimiz için tur arabamızla çıktık yola ve ilk durağımız Roma Colessium'u oldu...
Kolezyum,Yüzyıllar öncesinden bugüne meydan okurcasına ayakta...
Öylesine görkemli...öylesine heybetli işte...
Hani biz ülkemizde Romalılar dönemlerinden kalma tarihi eserleri görmeye efendim Side'ye,Efes'e vs gideriz ya...
İşte bu eserlerin kalbine yapığımız bir yolculuktu Roma yolculuğumuz...
Hem de hiç deforme olmamış...Hiç bozulmamış haline...
Roma'daki gezimizi bölümlere ayıracak olursak :
1.bölüm Colessium...
2.bölüm Trevi Çeşmesi Ve İspanyol Merdivenleri
3. bölüm ise Vatikan


Colessium

İlk durağımız Kolezyum'du.Verdiğimiz molada bol bol resim çektik ve tarihi geçmişi hakkındaki
bilgileri yedik içtik :)
İsterseniz bilet alarak Colessium'un içini gezebiliyor,ve gladyatörlerin dövüşmek için sıra bekledikleri,kaderlerine yön verilecek anlara tanıklık eden odaları kendi gözlerinizle görebiliyorsunuz.İçerisi daha virane durumda bilginize...Dışardan göründüğü gibi değil anlayacağınız.

 

Tabi ben burada sizlere Romanın tarihi geçmişini Yada Colessium'un tarihteki yerini anlatmayacağım elbette.Bunları yazan ve anlatan gezi blogları fazlaca var...Hem,internet elinizin altında,isterseniz tek bir tıkla bunlara kolayca ulaşabilirsiniz.İşte bu nedenle ben,burada kendi gördüklerimi,gözlemlerimi,tur rehberimizden edindiklerimi aktarmak istiyorum hem size,hem de gelecekteki Minti'ye...
Anı kalsın istiyorum işte...


 Roma'ya gidecek olanlara minik bir bilgilendirmede bulunmak istiyorum.Eğer Roma'da 2-3 gün kalacaksanız müze girişlerini daha ekonomik hale getirebilmek için bizim buradaki Müzekart benzeri bir uygulama olan Romapass'tan yararlanabilirsiniz.Romapass'ı aldığınızda
 ilk iki müzeye ücretsiz girebiliyor,3 gün boyunca Roma'daki tümmm ulaşım araçlarından(tren,metro.otobüs vs...)ücretsiz yararlanabiliyorsunuz ve birçok müzeden de indirimli faydalanabiliyorsunuz...Bizim aracımız olduğundan bu kartı edinmedik ama ilgilenenlere tavsiyemdir.
Hımm!bu arada "Kara Para Aşk" adında,izlemediğim ancak İtalya sempatimden dolayı takılıp ilk bölümüne baktığım ve şuan devam edip etmediğini bile bilmediğim,bir dizi var ilk bölümleri Roma'da çekilen.İzleyen var mı bilmiyorum ?.İşte o dizide Tuğba Büyüküstün'ün Kolezyumun yanında oturup bişeyler içtikleri cafeyi de görmüş oldum...İzlediğimde bayılmıştım Colessium'a karşılarına alarak bişeyler içiyor olmalarına...Ama cici biyer gerçekten...
Neyse Kolezyumdan bu kadar işte...

 İkinci durağımız ; Fountaine de Trevi olarak adlandırılan ve bizim adına "Aşk Çeşmesi"adını verdiğimiz çeşme ve İspanyol merdivenleri oldu...

 Trevi de Fountain

Trevi Çeşmesini "Aşk Çeşmesi"olarak adlandıran tek millet bizleriz bu arada söyliyim..İtalya'da Aşk Çeşmesi nerede diye sorsanız öylece bakarlar yüzünüze...Zaten İtalyanlar bu yönden pek bi garip...Adamlar sizi tınlamıyor adeta...Özellikle mağazalarda birşeyin fiyatını soracak oluyorsunuz "Alacak mısınız?" diye soruyorlar...Almayacak müşterilere karşı tahammülleri yok anlayacağınız.
Pazarlığın P'sinden hoşlanmıyorlar üstelik...
Hani bizim buralarda "Tok Satıcı" derler ya işte aynen öyleler...


 
Neyse konuyu dağıttım iyce ne diyordum?
hıhh!
Aşk çeşmesi...
Biraz duygusal ve dramatik bir millet oluşumuzdan mütevellit böyle bir isim bulmuşuz bu çeşmeye sanırım.Gerçi hoş olmuş bence...Ne yapıyorsunuz aşk çeşmesine gelince?Elinize bir bozuk para alıp,sırtınızı çeşmeye dönüp gözlerinizi kapayarak içinizden bir dilek tutup çeşmeye fırlatıyorsunuz...Eh yapar mı benim eşim böyle bir şey tabiki hayır...Ama benim resmimi atarken çekti elbette.Oraya kadar gidip atmamak olmazdı dimi.Ama dileklerimiz de dualarımız da Allah'a elbette...Öyle taştan çeşmeden dilenecek inanacak insanlar değiliz çok şükür...




Bu arada çeşmeye o kadar çok para atan var ki anlatamam.Çeşmenin dibi para dolu.Buradan toplanan paralar Belediyeye aktarılıyormuş.Ve kimi zaman bir günde 3-4 bin euro para toplanıyormuş buradan...Dedim ya İtalya satmayı,satışı,reklamı iyi yapan bir ülke...Düşünsenize bir çeşme yapıyorsunuz,sonra da işte "Buraya para atan kişi, Roma'ya kesin bir kere daha gelir ve ömrü boyunca mutluluk içinde yaşar" diye bi inanış çıkarıyorsunuz...Ve insanların buraya para yağdırmasını izliyorsunuz... :)
Güzel iş vallahi!!!..

Bunun gibi para basan çok yer var İtalya'da.Mesela Floransa'da bir sokak arasına ağzı açık bir domuz heykeli yapmışlar ve inanışa göre bu domuzun ağzından para atan kişi bolluk ve bereket içinde yaşayacakmış...pehhh!!!Dünyanın heryerinden insanlar toplanmış sıraya girmişler o,iğrenç hayvanın ağzına elini sokarken resim çektirebilmek için....İtalyanlar işini biliyor anlayacağınız...Deli gibi para basıyor ülke...Ülkeye giren paranın haddi hesabı belli değil inanın bana...Bir kişiden aldıkları WC ücreti bile 2 euro...Yani bir kişi;sadece tuvalete günde en az 10 euro para harcamakta...aynı tuvalete günde 1000 kişinin girdiğini düşünecek olursak,varın aylık ve yıllık geliri siz hesap edin artık...Biz tur rehberimize "neyapsak acaba? memuriyeti bırakıp,burada tuvalet işine mi girsek? "demeden edemedik... :)))

İspanyol Merdivenlerini ise ne siz sorun,ne ben söyleyeyim...Hiçç ama hiç bir özelliği olmayan bildiğin merdivenmiş! Adamlar merdivenlerini bile satıyor...Hayır,ne var o merdivenlerin de,dünyanın birçok yerinden akın akın turistler,bir poz resim çektirebilmek için geliyor anlamadım?...
Hoş biz de aynını yaptık :)
Yani ne yapıyorsunuz bu merdivenlerde?
Her turistin yaptığı gibi resim çektiriyorsunuz o kadar.Bu kadar ünlü olmasının sebebini anlamış değilim inanın bana.
Bildiğin altıüstü merdiven...

İspanyol Merdivenleri
Roma turlarında daha ziyade aşk çeşmesinin ve bu anlamsız merdivenlerin reklamları yapılıyor.Bence Roma'daki en gereksiz yerler buralar.Hadi aşk çeşmesine bişey demiyorum,sanat eseri nihayetinde ama İspanyol merdivenleri tam bir fiyasko...Onun yerine Panteon'dan bahsedilmeli...Angel Castle'dan bahsedilmeli...Melekler köprüsünden bahsedilmeli bence...Öyle şahane yerler var ki Roma'da gezmeye doyamayacağınız,eğer giderseniz İspanyol merdivenlerinde fazla zaman öldürmeyin derim.
Tamam görün,resim çekinin,hatta yorulduysanız biraz yayılın,o kadar...
Biz öyle yaptık...



Üçüncü durağımız ise Vatikan oldu...
Bu arada dondurma yiyecekseniz ;Trevi çeşmesi civarında yememenizi tavsiye ediyorum.Zira dondurmanın tadına bu civarda bakarsanız Roma dondurması bu muymuş deyip,gerçek Roma
dondurmasının tadına bakmadan dönmüş olusunuz...Bu civardaki dondurmalar sulu-buzlu bir lezzette... Lütfen dondurma isteğinizi Vatikan yada Panteon gezmenize saklayın...Demedi demeyin...Tecrübe edildi...Bilginize.



Vatikan...
Şehir içindeki devlet...
Evet !!! Vatikan "şehir içinde kalmış devlet" özelliğine sahip tek ülke...

Dili,dini,kuralları,kanunları,bayrağı,nüfusu,gelir ve giderleri sadece kendine ait olan,İtalya sınırları içinde minicik yüzölçümüne sahip,fakat etkisi dünyaca bilinen bir ülke...


İçeriye girme kuyruğunu gördüğünüz an vazgeçeceğinizden eminim.
Biz de öyle yaptık malesef,Bu kuyruk hayatta bitmez deyip, farklı yerlere yelken açarken,tur arkadaşlarımızdan bazıları sabırla bekleyip,girivermişler papalık seçimlerinin yapıldığı,önemli kararların alındığı meclise...Üstelik,o uçsuz bucaksız görünen kuyruk 15 dakika beklemeyle eriyormuş...:(
Bilginize...

Bu arada biz Vatikan'ı gezdikten sonra  saat:13:30da turdan ayrıldık.....
Normalde tur rehberimiz,tekrar aşk çeşmesine götürecekti turdakileri ve serbest zamanı orada verecekti ki bu geri dönüş bize göre zaman kaybı demekti... Bu nedenle biz; geldiğimiz yere tekrar dönmek yerine,görmediğimiz yerleri görmek,daha fazla gezmek için;buluşma noktasını ve saatini 17:30 diye belirledikten sonra rehberimizden ayrıldık.İyiki de ayrılmışız.Çünkü Roma sokaklarında herkesten ve turdan bağımsız dolaşmak şa-ha-ne bir duygu oldu gerçekten...

Bu aşamadan sonraki tur rehberimiz eşim oldu tabiki.
Elimizde Roma haritası,yüreğimizdeki keşif heyecanıyla düştük yollara...
Tek güvencemiz eşimin yabancı diliydi....Bu arada çok iyi ingilizce bilmek de işe yaramıyor bu ülkede maalesef.İtalyanlar ingilizce anlayabilseler bile konuşamıyorlar.Bu nedenle biz derdimizi asıl İtalyanlara anlatmak yerine onlardan daha iyi ingilizce konuşabilen sokak satıcılarına anlatmayı tercih ettik gezi boyunca...


Vatikan'dan ayrıldıktan sonra neler yaptık...Nereleri gördük...Turdakilerin mahrum kaldığı hangi noktaları keşfettik bir sonraki postta anlatırım..Bu yazım biraz uzun oldu sanırım...Şimdilik bu kadar...
Kapanışı da Roma'nın bir giriş kapısını göstererek yapayım bari...
Roma'nın 24 farklı girişi olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım.Boşuna "Tüm yollar Roma'ya çıkar" dememişler sanırım...


İşte Roma'nın tarihi giriş kapılarından sadece bir tanesi...Şimdilik hoşçakalın diyorum...
En kalb-i sevgilerimle...

12 Haziran 2014 Perşembe

Bologna / Bolonya

 

Herkese yeniden selamlar ve sevgiler,
İşte eşimle en büyük hayalimiz olan İtalya tatilimizi gerçekleştirmiş ve dönmüş bulunuyoruz...Neler yaşadık, neler yaptık, nelerle karşılaştık farklı postlarla sizlerle paylaşmayı düşünüyorum inşallah.İlk postumuz ilk günümüzle başlasın istedim.


İstanbul-Bologna uçak yolculuğumuz 2 saat 17 dakika sürdü .26 Mayısta öğlen12 gibi İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından havalanarak saat 14:17de Bologna Havalimanına indik.Uçak yolculuğu için vasat diyebilirim.Ben genelde THY ya da Anadolujetl'e uçtum.Pegasus'la ilk uçuşumdu ve muhtemelen de son...


Pasaport kontrol işlemleri ve bagaj bekleme çilesinin ardından nihayet Tur rehberimiz Cem beyle buluşup transfer araçlarımıza yöneldik.Bolonya'dan Roma ya transfer biraz sıkıcı ve uzundu açıkça yazmak gerekirse.

Bu nedenle tam da bu noktada Tur acentelerine minik ama önemli bir tavsiyede bulunmak istiyorum.Bence tur düzenlemeleri Bolonya havalimanından "İtalya'ya merhaba" ve tur gezilerini tamamladıktan sonra Roma Fiumicino havaalanından "Türkiye'ye güle güle" şeklinde olmalı.

Bu hususu zaten Mikatur müşteri öneri/şikayet bölümüne maille bildirmiş durumdayım.Çünkü aynı havaalanından gelip-gitme işi tam bir mantıksızlık .


Taktir edersiniz ki Bolonya İtalya'nın kuzeyine yakın,Roma ise güneyde bir şehir.İnsanların Kuzeyden güneye götürülüp sonra tekrar kuzeye götürülmesi ve bu süreçte sıkıcı otobüs yolcuğuna maruz bırakılması bence saçma.En güzeli kuzeyde inen misafirlerin Tur programları gerçekleştirildikten sonra güneyden uğurlanması diye düşünüyorum.Bunları yazıyor olmam tur programımızın sıkıcı geçtiği anlamına gelmiyor.Yurtdışı turlarına bizim gibi katılmak isteyenleri bilgilendirmek istedim sadece.Yazacağım diğer gezi postlarında da bu tarz minik hatırlatmalar tavsiye ve öneriler olacak muhakkak...

Genel olarak yolculuk ve transfer işlemleriyle ilgili bir sıkıntı yaşamadık diyebilirim.Bildiğiniz üzre Pegasus havayollarında ikramlar mevcut değil fakat isteklerinizi ücretle elbette temin edebiliyorsunuz.Yurt dışı uçuşunu turumuz belirlediği için havayolu seçeneğimiz yoktu.Eğer olsaydı bu kesinlikle konforuyla göz dolduran THY olurdu ki,zaten iç hat uçuşumuzu (Ankara-İstanbul-Ankara) uçuşumuzu kendimiz belirlediğimizden  THY tercih ettik.Hatta uçuşumuzun bir kısmını birikmiş miles&smiles kartından karşılamış olmanın mutluluğu içerisindeyiz.

Miles&smiles kartın avantajlarını anlatmakla bitiremem sanırım bu nedenle muhakak edinmenizi tavsiye ediyorum.Örneğin; dönüş uçuşumuz saat 22 deydi.ve biz bu saatten çok daha erken bir saatte Sabiha Gökçen'e indiğimiz için uçuş saatimizi de erkene çekip biran önce evimize dönmek istedik.Talepte bulunan çok sayıda müşteri olduğundan önceliği miles&smiles kartımız belirledi ve o kadar kişi içinden,2 kişilik kontenjandan sadece biz yararlandık ve uçuşumuzu kart sayesinde erkene alarak evimize erken dönebildik...Tavsiyemdir...Bilginize...



Yemyeşil bir ülke...Yeşilin hemen her rengi mevcut.Bol yağış alan,suyu yeşili bol olan bir ülke..Ben tek kelimeyle bayıldım.



 Bolonya'dan Roma'ya giderken dışarda muhteşem doğa manzarası bizlerleydi...


Ve yine yol üstündeki yüksek yerleşim yerleri dikkat çekiciydi...İtalya dağ fakiri bir ülke.Alplerin devamı olan Apenin dağ sırası varmış yer yer.Ve elbette bildiğimiz üzre iki büyük yanardağı... Hala aktif konumda olan Sicilya'daki Etna Yanardağı Ve bir zamanlar Napoli Pompei halkını küle ve taşa dönüştüren sönmüş Vezüv Yanardağı...


İtalya tam bir nehir zengini ülke aynı zamanda.. Yerleşim yerlerinin içinden muhakkak bir nehir geçmekte...İşte bu da kıvrılarak akan Po nehrinden bir görüntü...


Geniş tarım alanları var İtalya topraklarında.Ve devlet tarımla uğraşan köylü halkı tam manasıyla desteklemekte.Yine yolboyu dikkatimizi çeken önemli husulardan biri de tarlaların genelinde kullanılan sulama yöntemi.İtalyada tarla sulamaları tarlaların etraflarındaki düzgün sulama kanallarıyla yapılmakta.Sulama kanalı yapılamayan yerlerdeki sulama sistemi ise alttan sulama.Baktığınız zaman tarlada hortum fıskiye yok ancak tarla düzgün şeritler halinde ıslak...Öğrendiğimiz kadarıyla alttan damlacık yöntemiyle sulanmakta tarlalar...

Biz ilk günden döneceğimiz güne kadar hayran kaldık bu ülkeye.Bol bol gezdik,bol bol fotoğraf çektik,bol eğlendik,ama çok yorulduk,çok koştuk...





 Ve işte sanırım ilk günkü yolculuğun sonu...Roma'ya giriş...Roma bir başka postta elbette.Ve bu kısım modern görünen kısmı...Asıl tarih Romanın kalbinde yatmakta.Ve biz Roma'yı keşfetmeye ertesi gün başlayacağız.Şimdilik otelimize yerleşip dinlenme vakti...Yeniden görüşünceye kadar kendinize iyi bakın olurmu.Daha bol bol anlatıcam sizlere inşallah...Bana da anı kalmış olacak yazdıklarım elbette.Tek sıkıntım resim seçebilmek.Çekilmiş o kadar çok resim varki anlatamam.Onları elemek ve aralarından seçim yapmak çok zor...


Elimden geldiğince çabuk hazırlayıp yayınlamak istiyorum.Gerçi şuan belim inanılmaz acıyor üstelik biricik aşkım benim diğer yarım Hindistan'da...Oğlumdan zaman buldukça yazıp hazırlayacağım inşallah...

"İtalya'yı tavsiye ediyor musunuz? "sorusuna,
"Evet kesinlikle ."diyorum.

Zaten istatistiklere göre yurt dışı gezilerinde tercih edilen ilk ülke ünvanına sahip.Kesinlikle de hakediyor söyliyim.Ben de bir kere daha görmek isterim.
Zaten Mikatur tarafından yapılan anketteki "Bir sonraki yurt dışı gezinizi nereye yapmak isterdiniz?" sorusuna...
Gayriihtiyari " Roma" demiş bulunuyorum... :) Ve yeniden görebilmeyi umuyorum...

Yeniden görebilme işi hemen olmaz elbette,ama ilerleyen yıllarda,yaşlarda neden olmasın ???...

Hayallerdir yaşamımızı süsleyen öyle değil mi!!!O halde neden hayaller kurmayalım...Haydi sizde hayaller kurun ve Ve hayallerinizin peşinden koşun...
Dilerim,hayallerin(m)iz gerçek olsun...

Ve bu arada herkesin mübarek Beraat Kandilini kutluyor Rabbimizin affına mazhar olabilmeyi diliyorum...Şu mübarek gecede dualarımızın kabul,günahlarımızın affolunmasını diliyorum.Rabbim şu mübarek gece hürmetine herkesi sevdiğine sevdiklerine bağışlasın.Uzağımızda olan sevdiklerimizi bizlere kavuştursun.sevdiklerimize sağlık ve sıhhat versin inşaAllah...
En kalb-i sevgilerimle....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...