30 Ekim 2015 Cuma

Hamsi Tava


Herkese Merhabalar,
 Hamsi tavayı sevmeyen,yapmayan,yapmayı bilmeyen yok sanırım.
Eh tarif vermeye gerek bile yok.Temizlediğiniz yada temizlenmiş hamsilerininzi tuz attığınız mısır ununa buluyor az yağ koyduğunuz tavanıza sıkışık sıkışık diziyorsunuz.Orta ateşte kızarıncaya kadar pişirip ters çevirme aparatıyla yada dümdüz bir kapak yardımıyla tersini çevirip kızarmaya bırakıyorsunuz.Miss gibi kızaran hamsilerinizi servis tabağına alıp afiyetle yiyosunuz...
Basit,leziz ve sağlıklı...
Afiyet olsun...

Köy Keki...



Esim cocuklugundaki keki isteyip duruyor benden.Ne yaparsam yapayim o bulgur bulgur keki yapamiyordum malesef.Benim de cocuklugumda bu tepsi keki yapilirdi en cok.Bol yumurtali olur ama hiiic yumurta kokmazdi.Tepside pisen ve baklava dilimi kesilen icinde hiicbiseycik olmayan sade mi sade bi kek...

Sadecikten bi kek iste...

Ama bu kez o kipir kipir bulgurumsu yapiyi yakalayabildigim ve esim begendigi icin bloguma ekleyeyim de unutmayayim istedim.

Malzemeler:
3adet yumurta
1su bardagindan bir parmak eksik siviyag
1sb.toz seker
1 sb.yogurt
1paket vanilya
Limon kabugu
1, 5 paket k.tozu


YAPILISI:.
1-Şekerle yumurtayi bembeyaz oluncaya kadar cirpin.kopuren bu karisimin ustune yagini ve yogurdunu koyup birazcik daha cirpiyoruz.
2-Limonun kabuğunu rendeliyor vanilyasını ekliyoruz.Unumuzu ise eleyerek azar azar ilave ediyoruz.Elediğimiz unun üzerine k.tozunu döküp çırpıyoruz.Bu aşamada mikser kullanmayıp kaşık yardımıyla çırpmaya devam ettim.Koyu kaşıktan pek dökülmeyen bir kıvama sahip olan hamurumu yağladığım düz tepsiye döküp önceden ısıttığım fırına sürdüm.Yaklaşık 180 derecede 10 dakika turbo fırında kabardıktan sonra ısıyı 160 a düşürerek pişirme işlemine devam ettim.İlk 20 dakika açmıyoruz.Sonrasında kürdan yardımıyla kontrol edebiliriz.

AFİYET OLSUN...
 

10 Ekim 2015 Cumartesi

Çay Sofrası...Kızlarla Kız Kıza... :)


Selamlar ve sevgiler herkese,
Bir çay daveti sofrası daha...
İçinde bol muhabbet bol kahkaha olan sıcacık ve sevgi dolu bir sofra...

Hastaneden kız arkadaşlarımla epeyden beridir bir araya gelelim diye sözleşip duruyorduk.Özellikle Asistanlarımızdan Neslişin Berkayımla muhabbeti herkeslerce bilinir.Berkay Koza anaokuluna gittiği zamanlarda Neslişi görmeden onu öpüp saçlarını okşamadan keşe gitmezdi..O zamanlar Berkayla birlikte gelip giderdik işe.O kreşe ben ise işe.Ahh ah yavrucuğum 28 aylıktan beri yollarda...


İşte iş arkadaşlarımdan Neslişle muhabbeti de bu geliş gidişlerde geliştirdi.Neslihan ablası hayran oğluşumun huyuna husuna,sakin yapısına,meraklı oluşuna,soruları cevaplayışına...Berkay da sanırım güzelliğinden mütevellit pek bi bayılırdı Neslihan a...

Beni kıskandıracak derecedeydi hatta Neslihan ablasına ilgisi söyleyeyim.Yanak yanağa koyar Neslihanın o simsiyah uzun dümdüz saçlarını eliyle okşar bir de öperdi üstelik.Hatta o dönemlerde benim saçımın neden Neslihan ablasınınki gibi düz olmadığını parmaklarının arasından akmadığını sorgulardı. :(( Vallahi üzülürdüm o aralar.

Eski kreşimize gitmeyeli 1,5 sene oldu.eh haliyle de Neslihan ablası Berkay ı çok özledi.Hem Berkay ı görmek hem muhabbet etmek adına Neslihan Çiğdem Ve Ayşe ziyaretimize geldileeer...

İyiki geldiler.Bol muhabbetli, bol eğlenceli bi gün geçirdik beraberce...


Kızlar için minik hazırlıklarım oldu elbette...Onlar da pastayla gelince Berkay a doğumgünü gibi oldu.Mumları üfleyen Berkay pek eğlendi.Güzel bir günün ardından kızları uğurlayıp,çayımızı tekrar ısıtıp Ayşecikle bahçeye oturmaya indik.Çünkü kızkıza vakit geçiricez diye beyleri bahçeye atıvermiştik.Onlar çay muhabbetini aşağıda yaparken biz kızlarla evde kaynattık.Sonrasında da bahçede ailece oturup sohbete devam ettik.


Davet Masasında Olanlar
Çatlak kurabiye (ilk deneyimimdi.Bir sonraki yapışımda fırında kalma süresini kısa tutucam.Çok kuru oldular)
Sigara böreği  (domatesli biberli peynirli kaşarlı)
Galeta unlu poğaça (patatesli)
Sakızlı muhallebi
Kısır
Islak kek (dolapta unuttuğumuz için masada görünmüyor.Sonradan hatırlayıp getirdik)
Makarnalı rus salatası
Ayşenin poğaçaları :)
Kızların hazır yaşpastası :)

afiyet olsun...

26 Eylül 2015 Cumartesi

Kara Erik Reçeli

mintiden sevgiler

Reçellere yeni yeni alışıyorum diyebilirim...
Bu konuda profesyonel olduğum söylenemez ama en iyisini deneyip bulma konusunda gösterdiğim çaba ise küçümsenemez bence.Örneğin geçen sene adını hatırlamadığım bir siteden aldığım bir tarif üstüne şeftali ve kara erik reçeli denemiştim.Reçellerim bu sene bile hala aynı tazeliğini koruyor bozulma yada şekerleme olmadı;
 Ancaaaaak:

Tarifte bir kg meyveye 1 kg toz şeker yazdığı için ben de aklımı kullanmak yerine tarifi birebir uygulamıştım.
Sonuç mu?
 Kıvamı harika ama şekerli mi şekerli bir reçel...

Ben de eşim de aşırı şekerli reçelleri sevemiyoruz.Bu nedenle ben geçen yıl yaptığım gibi birebir ölçü kullanmıyorum.Bu yıl Vişne reçelimi de Kara Erik reçelimi de az şekerle yaptım.Sonuç daha ekşimsi şekeri az bir reçel.Ve bence meyvenin kendine has aroması daha fazla geliyor.

AMA KESİNLİKLE KİMSEYE İLLE DE BU ŞEKİLDE YAPIN DEMİYORUM...

Sizler bildiğiniz tariflerden vazgeçmeyin.Ancak aranızda benim /bizim gibi daha şekersiz reçel sevenler varsa onlar deneyebilirler...

 Nasıl Yaptım:

Yaklaşık 1,2 kg (1200gr) kadar kara eriğim vardı evde. Onları bi güzel yıkayıp çok küçük olmayacak şekilde dilimledim.Bir tencereye koydum.Üzerine yaklaşık 1,5 su bardağı kadar toz şeker ilave ettim.Kapağını kapatıp bir gece beklettim.Ertesi gün yeterince sulanan tencereme birazcık daha yani yarım su bardağı kadar daha su koyduktan sonra ocağa aldım.Kaynatmaya başladım.Erikler pişince kevgir yardımıyla bir tabağa çektim.Kalan sıvı kısmını kaynatıp koylaştırma işlemine devam ettim.Bu aşamada tencerenin dibinde çok su kalmadı ama yaklaşık 1-1,5 su bardağı kadar olan bu sıvı kısmı koyulaştırmam gerekiyordu.O yüzden içine yarımdan fazla olan bol sulu limonumdan sıkıp iyice kaynattım.Eğer erikler içindeyken kaynatmaya devam etseydim eriklerim marmelata dönerdi.Şekil bozuklğu yaşanabilirdi.Bu nedenle erikleri ocaktan alıp kalan kısmı koylaştırdım.Kıvam kazanan sulu kısıma tabağa çektiğim erikleri ilave ettim tekrar.5 dakika da bu şekilde kaynattıktan sonra ocaktan alıp kavanoza koydum ve sıcağıyla kapağını kapatıp ters çevirdim.

Kendime Not:
-Şeker oranı yüksek olmadığından koyulaşma işlemi biraz uzun sürdü endişelenecek bir husus yok.

-Yani birebir tarifle reçel yapmak her halükarda daha kolay bence.çünkü şeker bol olduğundan kıvama daha kolay geliyor.Ancak eşim çok koyu ve çok şekerli bir reçel istemiyor. 
(Herşey onun için )
 Bu nedenle benim denediğim tarif daha cıvık akışkan bir yapıya sahip ve daha ekşi.Ağza ilk gelen aroma eriğin tadı ve ekşiliği sonrasında ise reçelin şekerli yapısı...
Yarımdan fazla limonu korkmadan sıktım.Limonu bol kullanabilirsiniz...

-Geçen sene de yaptığım gibi içerisine 4-5 adet ayva çekirdeği attım.Ayva çekirdeği jölemsi bir kıvam kazandırmakta...

AFİYET OLSUN...


Vişne Kompostosu...




Kış hazırlığı yapılır da kompostosuz olur mu?
Elbette olmaz.Kompostoları pek sevemediğimden ev ahalisine de pek ısrarlı davranamıyorum.Açıkçası kırk yıl komposto içmesem eksikliğini hissetmem.Birçok evde ise baş tacı yapılır.Kışın ve özellikle ramazan ayının vazgeçilmezi haline getirilir ki buna da saygım sonsuz elbette.Benim kompostoyla ilişkim tamamen çocukluğuma dayanıyor esasen.Yani çocukluğuma inmek lazım sanırım :) :))

Cidden çocukluğumda kompostonun özellikle kışları kayısı hoşafının eksik olduğu günü bulmak neredeyse imkansızdı.Babaannem içine elma armut kurusu yada üzüm kurusu da atardı muhakkak.Ama ben hep suyundan içer posalı kısmını hiç mi hiç sevmezdim.Ne kadar değerli oysa bağırsak ve bağışıklık sistemi için değil mi???

...Çocukluk işte...

Şimdiler de ise oğluma iç diye ısrar etmiyorum ama arada meyve suyu niyetine içip vitamininden nasiplenmesini de istemiyor değilim...


Yapılışı:  anlatmaya gerek görülmeyecek kadar basit,hemen herkesin rahatlıkla yapabildiği,yapıverdiği, bilmeyenin kalmadığı ama bilmeyenler için ise inanılmaz kolay ve pratik açıkçası...

Vişnelerimi saplarından ayıklayıp misler gibi birkaç suda yıkıyorum.Kaynatılmış kavanozlarımın içine aldığı kadar vişneyi dolduruyorum.Tüm kavanozların üzerlerine tek tek 1er yemek kaşığı toz şeker ilave ediyorum.Hatta bazen daha az bile koyuyorum şekerini.Sonrasında ise kalan boşlukları dolduracak kadar içme suyu (damacanadan)dolduruyorum.Eşim kapaklarını sıkıca kapatıyor.Genişçe bir tencereye kapakları alta gelecek şekilde yerleştiriyor kavanozların yarısından fazlasını geçecek şekilde de soğuk çeşme suyu ilave ediyorum.Ocağa indirip kaynamasını bekliyorum.Kaynamaya başladıktan sonra yaklaşık 15 dakika kaynatıp altını kapatıyorum.Kapakları aşağıda kalacak şekilde baş aşağı bir vaziyette bir beze sarıp dinlendiriyorum.Ertesi günü ters çeviriyorum ve kiler dolabıma yerleştiriyorum.

Hem pratik hem eğlenceli bir iş...

AFİYET OLSUN...


 

Semizotlu Kabak Konservesi





Selamlar Herkese...
Yeni bir kış hazırlığı daha..
Bu konserveyi ilk kez deniyorum.Deneyen var mı araştırmadım açıkçası.Ancak tamamen kendime özel yaptığım bu yemeği kışın da tatmak istedim.Bakalım yazın yediğim kadar leziz olacak mı?Ya da bozulacak mı?Tamamen deneme...
Eğer bu kış memnun kalırsam buraya not yazarım güncellemede bulunurum merak etmeyin :)




Malzemeler:
 1 kg kabak
1bağ semizotu
2-3 kg domates
2 diş sarımsak
tuz ve çok az sıvıyağ

Yapılışı:
1-Domateslerin kabuklarını soyup çok az sıvıyağ koyduğum tencereye ilave ederek pişirmeye başladım.Onlar suyunu çekerken kabuklarını soyup orta irilikte doğradığım yeşil kabakları ilave edip karıştırdım.
2-Diğer taraftan ayıklayıp yıkadığım semizotlarını da doğrayıp kabak ve domateslerin üzerine ilave ettim.Karıştırıp kapağını kapattım.

3-Biraz piştikten sonra tuzun attım, sarımsakları da minik doğrayarak ilave ettim,karıştırdım ve kavanozlara doldurdum.Kapaklarını da kaynattım kavanozların ve hemen sıkıca kapatıp ters çevirdim..

NOT:
-Pazara gitme fırsatım olmadığından ayaş domatesleriyle değil market domatesleriyle yaptım.Renginden de belli olacağı üzre..Seneye muhakkak ayaş domatesleriyle yapmayı düşünüyorum.

-Ben satılan semizotundan kullanmadım.Bahçemizde istemediğimiz kadar semizotu bulunduğundan tazecik tazecik bahçeden toplayıp doğradım,bilginize.Markettekiler daha iri ve yeşil yapraklı oluyor.Ve bekletmeye yıkamaya hiiç dayanıklı değil hemen kötü oluveriyor.Bahçemizdeki semizotu ise kendiliğinden yetişiyor.Biz ekip yetiştirmedik.Bahçenin en istemediğimiz yerinde bile yetişiyor.Çünkü semizotu çok arsız bir bitkidir.Tohumu yanlışlıkla nereye dökülse hemen oracıkta bitiverir.Daha minik yapraklı ve kırmızımsı-kızılımsı sapları vardır.Bu yaz bol bol semizotu yedim omega değerinden mütevellit :) 

-Dilerseniz yaptığım bu konservenin yemek şeklindeki yapılışına buradan
ulaşabilirsiniz... 

-Domates kabak ve semizotu miktarlarını kesinlikle damak tadınıza göre artırıp azaltabilirsiniz.Ben yoğun semizotu sevmediğimden normal doğradım.Yani bol domatesli normal kabaklı ve daha az semizotlu yapmayı tercih ettim.Siz de nasıl arzu ederseniz o miktarları ekleyebilirsiniz konservenize.. 

AFİYET OLSUN...



22 Eylül 2015 Salı

Kislik Menemen Konservesi



Ve elbette kış hazırlıklarımızın vazgeçilmezi menemen...
Geçen yıldan kalan menemenimiz olduğu için çok da fazla yapmak istemedim.5-6 kavanoz çıkıverdi bu sene.Yine her yıl ben yağsız yapardım.Biberleri kızartmaz biberle domatesi aynı anda tencereye koyar suyunu çekinceye kadar bekler kavanozlara doldururdum.

Bu yıl değişikliğe gittim.Bi sebep var mı?? ne bileyim?? Kışın kavanozu açıp tavaya aldığımda yazdaki o lezzeti çok da elde edemediğimi düşünüyorum.Bu düşüncemde yalnız mıyım acaba ?diye sorarken etrafıma,pekte yalnız olmadığımı farkettim.Sorduğum kişiler kavanozu açtıklarında yazın aldıkları o şahane lezzeti alamadıklarını söylediler.
İşte bu nedenlerden dolayı hem menemensiz kalmamış hem de çok abatmamış oldum.Bence bizim eve yeterli bu yıl 5-6 kavanoz......
Bu yıl nasıl yaptığıma gelecek olursak:


Bildiğiniz üzre iki cins domates vardır menemen yapımında kullanılan.Ben 7 kg soldaki sulu ve daha lezzetli olan domatesten,4 kg da sağdaki daha susuz,diğerine göre biraz daha lezzetsiz lakin daha etli olan "yumurta domates"ten aldım.


Sulu olan normal domatesleri soyma işiyle uğraşmadım.Yıkayıp rendeleyip (rendelerken kabuğunu çöpe atıyoruz) direk tencereye koyup altını açtım.Çok sulu olduğundan önce bu domateslerin biraz suyunu çektirdim.Bu arada yumurta domates dediğimiz diğer domatesleri soyabilmek için alt kısımlarına bıçakla bir çizik atıp kaynamakta olan su dolu tencerenin içine bırakıp birkaç dakika kaynattım.Çatalla domatesleri bir kaba çekip soğuduktan sonra kabuklarını soydum.ve salata tahtasında doğrayarak diğer kaynayan sulu domateslerin üzerine ilave ettim.Kaynatarak sularını çektirme işine devam ettim.
Yumurta domatesler daha kalın bir kabuk yapısına sahiptirler ve kesinlikle kabuklarıyla yemeklerde kullanılmazlar.Diğer domatesler bazen kabukla doğranabilir yemeklere,yemeğine göre değişir :) .Çünkü incedir kabukları.


Dedikten sonra suyunu çekinceye kadar domatesler kaynarken tencerede hafif acılı kıl biberleri doğrayıp geniş bir tavada az yağda hafif kızarttım.Dediğim gibi geçen senelerde yağsız yapardım ancak bu sene biberleri hem biraz daha irice doğradım hem de yağda hafif kızarttım.Ve üstelik domatese ilave etmedim.Kızaran bibeleri bir kaba çektim.Kavanozları kaynar sudan geçirdikten sonra dibine biberlerden koydum üzerine kepçeyle domatesten ilave ettim.yeniden biber yeniden domates koyup en son kaynamakta olan kapağını takıp eşime sıkıca kapattırıp hemen ters çevirdik.ve 24 saat bu şekilde dinlendirdim.Bu arada elbette menemene tuz atmayı unutmuyoruz.Ben domatese tuz attım.Bibere gerek yok aynı yerde buluşuyorlar zaten...

:)

Böyle işte.Bu yıl menemenleri bu şekilde yaptım.Kışın afiyetle sağlıkla yeriz inşallah...Sizlere de fikir olur diye düşünüyorum...
sevgilerimle...
Afiyet olsun...

Yeşil Fasulye Konservesi...

  

Selamlar herkese
Ben genelde faslyeyi her yıl kış hazırlığı olarak dondrucuya atardım.Fasulyeleri yıkayıp ayıklayıp doğrayıp çiğden poşetlerdim.Bazı poşetlerin içine kış domatesini kullanmak istemediğimden kabukları soyulmş domates de ilave ederdim.Kışın dondurucudan çıkarıp bi güzel pişirirdim.Yani hiç bir işleme tabi tutmadan şoklamadan haşlamadan direk çiğden atardım dondurucuya.Dilerseniz sizler de benim her sene yaptığım bu yöntemi güvenle uygulayabilirsiniz.

Ben bu yıl neden konserve işine girdim.Çünkü dondurucumda hiç yer kalmıyor ve fasulyeler çok yer işgal ediyordu.Bu nedenle bu sene konserve yapmayı daha uygun buldum.

Peki nasıl yaptım fasulye konservemi??

Özellikle bi siteden tarif almadım.Biraz kayınvalidemin biraz da annemin yapımından ilham aldım diyebilirim.Net ölçü verebilecek miyim onu da bilmiyorum ama bunu deneyeceğim en azından.Nasıl yaptığımı buraya yazmak istiyorum çünkü çoook leziz oldu seneye de unutmayıp aynısını yapmak istiyorum...

Malzemeler:
2 kilo fasulye tazecikten
5kg domates
1 küçük soğan
5-6 yeşil biber hafif acılı
tuz

Yapılışı:

1-Fasulyelerimi kayınvalidem ayıklamıştı sağolsun.Sonrasında ben onları yıkayıp doğradım.Aradaki sert fasulyelerin dışını almayıp içlerini çıkardım sadece.

2-Büyükçe bir tencereye biraz sıvıyağ koyup küçük bir soğan doğradım.Birkaç kez çevirdikten sonra üzerine fasulyelerimi ilave edip karıştırdıktan sonra kapağını kapattım.Yeşil biberleri küçük küçük doğrayıp üzerine ilave ettim.Ve bu arada domateslerimi soyup doğrama işine giriştim.doğradığım domatesleri üzerine ilave edip ara ara karıştırdım.Kapağı hep kapalıydı unutmayalım pişerken buharın gücüne ihtiyaç var.
3-Faslyeler pişerken ben diğer yandan başka bir tencerede soyup doğradığım domatesleri pişirmeye devam ettim.Çünkü çok nazik olan fasulyelerim ben domatesleri soyup doğrayana kadar hemencecik pişivermişti.Üzerine tekrardan domates koyup pişirseydim çoook pişmiş olacaktı.Bu nedenle biraz kendime iş çıkardım fasulyenin altını enn kısığa getirdim ve domatesini ayrı tencerede pişirdim.

4-Kaynar sudan geçirdiğim kavanozlara pişen fasulyeleri dondurdum.üzerindeki bosluğu da kaynayan domatesle doldurup kapagını eşime sıkıca kapattırdım.

NOT:
-Küçük bir tencerede kavanoz kapaklarını kaynatıyordum bu işlemler esnasında.eşim maşayla alıp hemen sıkıca kapattı kavanozları sağolsun (Benim baş yardımcım elim ayağım canyoldaşım olur kendileri :) ...
-Gelecek seneye kendime not bence biraz daha az pişirmeliyim.bu yıl tamamen pişiverdiler hatta artan fasulyeleri afiyetle yedik yemekte.Açıldıktan sonra bi tık daha kaynama payı bırakmak adına birazcık az haşlansın minticim :)))
-Kesinlikle salçaya gerek yok kışın,enfes kırmızılıkta oldular zira.
-Heralde galiba sanırsam bir çay bardağına yakın sıvıyağ ilave etmişimdir.Tam ölçü veremiyorum canlar çünkü genelde göz kararı koyuyorum.Yada biraz koyuyorum iki pişiyor bi sonraki karıştırmamda gözüme yağı az geliyor azıcık daha dolaştırıyorum.Bu nedenle bana kızmayın siz de kendinize göre ayarlayın.ama yine de çok katmayın çünkü konserveyi açtığınızda da ilave edebilirsiniz ısıtırken...SEVGİLER...

AFİYET OLSUN...


23 Ağustos 2015 Pazar

Semizotlu Kabak Yemegi

mintiden sevgiler


  Iste sizlere fresh mi fresh bir tarif....
Semizotuyla kabak bir arada olur mu dediginizi duyar gibiyim.Haklisiniz ustelik.Ben kabagi ve kabak yemeklerinin hic bir turunu sevmiyorum acikcasi.Esim de sevmedigi icin senede bir kez ya piser ya pismez Bizim mutfakta.Hicte eksikligi hissedilmez :-) :-)

Ancak bu tarif kabaga bakis acimi degistirdi diyebilirim.
Taze leziz tam bir yaz yemegi bana gore.Tarif internette var mi?Sizin evlerde kabagin bu hali yapilir mi bilmiyorum ama ben tarifi bana veren kucuk gorumcem:-) Fundaya tesekkur ediyorum.Kendisi pisirdikten sonra uzerine sarimsakli yogurt ilave edilebilecegini de soyledi.Dilerseniz sizler de bu sekilde servis yapabilirsiniz.Ancak ben hiic gerek duymadan afiyetle indirdim mideye.Ozellikle ertesi gun ve soguk bi sekilde tuketmenizi tavsiye ediyorum.Ben cok begendim.Ve unutmamak adina da bloguma ekleyeyim istedim..


MALZEMELER:
2adet yesil kabak
Yarim demet semizotu
4 adet domates
3dis sarimsak
Siviyag
Tuz
Pulbiber
Karabiber


YAPILISI:
1-Domatesleri kup dograyip cok az siviyag koydugumuz tencereye ekleyip pisirmeye birakiyoruz.Biraz sulaninca uzerine soyup kup dogradigimiz kabaklari ilave ediyoruz.Kabaklari cok kucuk dogramayin, zaten cabuk pisiyor.

2-Uzerine dogradigimiz semizotunu ve yine kucuk dogradigimiz sarimsaklari ilave edip kapagi kapatiyoruz.

3-Yaklasik 10 dakikada pisen bir yemek.Kendi suyuyla pisiyor.Dedigim gibi hem pratik hem leziz.Kapatmaya yakin tuzunu karabiberini ve pulbiberini serpip bi tasim kaynattiktan sonda ocagi kapatiyoruz.

NOT:
Dilerseniz biraz kaynamis su ilave eedebilirsiniz.Yada tatli kasigiyla salca ilave edebilirsiniz.Bu tamamen eklediginiz domates miktarina ya da domateslerin renk verme durumuna gore degisir.Ben su ve salca ilave etmedim.Hem rengi hem de su orani gayet iyiydi cunku.

Bol domatesli bol sarimsakli olmasi leziz kiliyor bu tarifi.Kendime not...En kucuk tencereye 4kucuge yakin domatesi dogradim.cok az siviyag yetti.uzerine 1 tane kabak ve bahceden yeni topladigim 9-10 dal semizotunu koyup kapagini kapattim.Sarimsaklari soyup ustune dogradim.5 dk sonra tuz ve baharatini atip biraz daha pisince kapattim.Pul biberi birazcik cok attim.hafiften aci olmasi hosuma gitti.Tarifte sogan yok.


Afiyet Olsun...

29 Mart 2015 Pazar

Kunta Kinte /Islak Kek


Selamlar herkese...
Bayıldığım lezzetlerdendir ıslak kek...
İşte tarifi...


MALZEMELER
3 ADET YUMURTA
2 SU BARDAĞI SÜT
1,5 SU BARDAĞI ŞEKER
1 SU BARDAĞI DÖVÜLMÜŞ CEVİZ
125 GRAM MARGARİN
1çay bardağı sıvıyağ
2PAKET KABARTMA TOZU
4 YEMEK KAŞIĞI KAKAO
ALDIĞI KADAR UN
1paket vanilya

Yapılışı:
1-Yumurtalar le şeker bembeyaz oluncaya kadar köpürtülerek çırpılır.
üzerine süt,yağ kakao ilave edilir ve çırpılır.

2-Bu karışımdan 2 su bardağı kadar kenara ayrılır.

3-Geri kalan kısıma son olarak un,k.tozu ve vanilya elenerek ilave edilir.kaşıkla karıştırılır.tepsiye dökülür.

4-180 C lik fırında 10 dakika tutulduktan sonra ısı 160 C ye düşürülür.ilk 20 dakika kesinlikle fırın açılmaz.yaklaşık toplam 30-40 dakikada pişen kekin ilk sıcağı gittikten sonra ayırdığımız sos üzerine dökülür.Dökmeden önce çatalla bir kaç yerinden keki delerseniz sosu çok daha iyi çekecektir.

Üzerini dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.
AFİYET OLSUN...


8 Mart 2015 Pazar

Berkay 4 Yaşında... Angry Birds Yaşpasta ve Mikifare Butik Kurabiye...



Gecikmiş bir sofra gecikmiş bir paylaşım yine huzurlarınızda...
Ama yine de paylaşayım da benim dünyamda yer alsın istedim işte...

Bebeğimin 4.yaş günü sofra ve konseptini bu şekilde hazırlamıştım.Üstelik pasta tasarım ve yapımı da yine bana aitti.Ancak bu oğlum için yaptığım son şeker hamurlu pasta olacak sanırım.Çünkü küçük beyimiz artık şeker hamurlu pasta istemiyomuş.Öyle söylediler kendileri.Ehh napalım biz de daha farklı süslemeler yaparız artık...


Butik pastaya sardığım bir dönemdi sanırım.Kurabiyeleri de tek tek kendim hazırladım.Butik pastacilik zor değil belki ancak gerçekten emek isteyen bir uğraş.Tek tek üzerinde çalışıyorsunuz kurabiyelerin.Sabır işi anlayacağınız...Ben oğlum için yapıp ortaya güzel bir görüntü çıkardım ancak para için bu işle uğraşabilir miyim?
Cevap:Bilmiyorum... :)

 

Berkay'ım Angry Birds ve Miki mause çizgi filmlerini çok sevdiği için ikisinin karışımı olsun istedim.Beyimiz mutlu olsun istedim.Ve bu iş için gerçekten uğraştım.Malzeme siparişi,hamur renginin seçimi,şekillere ve konsepte karar vermek.Ve sonrasında kolları sıvayıp bu cicişleri ortaya çıkarmak...Lütfen gerisini siz düşünün.


Önemli olan minik bebeğimin mutlu olması...Çok şükür mutlu olduğu,mutlu olduğumuz bir akşamdı.Şişirilemeden patlayan balonlar,şşirilen ancak şekil verip isim yazma işindeki beceriksizliğimiz,balon şişirme pompası arayışlarımız,maytapla örtümüzü delişimiz :))) herşeye rağmen dediğim gibi yüzlerde tebessüm bırakan bir anı daha Elhamdüllillah...
İnşallah daha sağlıklı sıhhatli nice yaşları olur kuzumun...
Rabbim hayırlı bir ömür yazsın canımın yarısı evladıma...


ÖMÜR BİR LAHZA...
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ MİSALİ...
Rabbim ömrün de ölümün de en hayırlısını versin inşallah.Dünyaya geliş gayemizi unutturacak kadar dünya malı vermesin.Sahip olduğumuz malın da hayırlı olanını nasip etsin...Gerçek dünyayı güzelleştirecek ameller işlemeyi nasip etsin inşallah...Ve bizlere de evladımıza da hayırlı bir ömür nasip etsin...
AMİN...

16 Şubat 2015 Pazartesi

Renkli Patates Salatası


Herkese renkli bir hafta diliyorum...
Sevgililer gününü geride bıraktık...Sevdiğimiz insanın bir nefes kadar yakınımızda olmasından daha güzel bir hediye yok bana göre.Eğer sevdiğiniz yanınızda yakınınızda ise,her sabah onunla uyanıp huzurlu bir birliktelik yaşıyorsanız,minik sürprizler yılın tek bir günü değil günlerine yayılmış ise onu gördüğünüzde kalbiniz hala ilk günkü gibi hızlanıyorsa sanırım sevgililer gününde hediyeye ihtiyacı olmayanlardansınız....Benim için 14 şubat sevgililer günü olduğu için değil,evlenme teklifi aldığım gün olduğu için değerli...
Eğer seviyorsanız hergününüz sevgililer günü demektir.Sevgi yok ise bu güne özel sırf bu gün böyle bir gün olduğu için hediye almak çok saçma geliyor bana...
Neyse yine çenem düştü benim...

Geçtiğimiz hafta benim canım tonton dedem anjiyo geçirdi.Allahım nefes aldığı müddetçe ağrı sızı vermesin canımın içine.Çok seviyorum dedemi.Herkesin dedesi kıymetlidir elbette ama benimki de benim kıymetlim.Aynı duamı anneannem ve babaannem için de ediyorum.Onlar çocukluğumun en masum yanları...Onlar benim biriciklerim.Allahım hiiiç sızı vermesin.Hiç biryerciklerine hiç ağrı değmesin inşallah.Rabbim sağlıklı ömür nasip etsin ve üçüne de oğlum kızım dedirtmesin.Hep dualarımdasınız canlarım..

Patates salatası benim yemeye doyamadığım asla dayanamadığım lezzetlerden biridir...
Patatesin her halini ayrı severim.Normal patates salatasını sık yaparım.Ama oğlumun doğumgününde masayı renklendirmek için patatesin bu renkli haline yer vermiştim soframda.
Sizler de deneyebilirsiniz.İsterseniz değişik kalıplarla değişik şekiller de verebilirsiniz...

YAPILIŞI:

1-Patatesi haşlayıp soyunuz...Üç ayrı kaba bölüp çatalla iyice eziniz.(Ben aynı kapta her birini sırayla yapıp kalıba koydum.Çok bulaşık çıkmasın diyenlerdenseniz benim gibi yapabilirsiniz.)

2-Sarılı turunculu bir renk elde etmek için havuçları tavaya rendeleyip minicik su ilavesiyle pişiriniz.Yumuşadıktan sonra dilerseniz 1 kaşık sıvıyağ koyarak lezzetlendirebilirsiniz.Altını kapatıp soğuduktan sonra patateslere ekleyip tuz ilave ederek iyice yoğurup kalıbın en altına yerleştiriniz.

3-Mor renk elde etmek için mor lahanayı minicik doğrayıp yada rendeleyip tuz ve limonla iyice ovarak rengini salmasını sağlayınız.Sonrasında yine patatesle buluşturup iyice yoğurunuz ve ikinci katı oluşturması için kalıba serip yerleştiriniz.

4-Yeşil renk elde etmek için istediğiniz yeşillikleri minik minik doğrayınız.Ben yeşil soğan,maydonoz ve dereotu koydum.Doğradığınız yeşillikleri tuz ve limon ilavesiyle patateslerle buluşturarak iyice karıştırınız.Ve son tabakayı elde ediniz.Bu şekilde yarım saat kadar ağzını streçle kapatıp dolapta bekletiniz.

5-Kalıbı ters çevirip dilediğiniz şekilde süsleyerek servis yapınız.Dilimleyerek misafirlerinizi renk şölenine davet ediniz.Dilerseniz dilimledikten sonra üzerine sarımsaklı mayonezli yoğurt gezdirip lezzetini iki katına çıkarabilirsiniz...

AFİYET OLSUN....


Ayrıntısı tamamen size ve damak zevkinize kalmış diyorum.Ben patates salatasının her türlüsünü seviyorum...

Sevdiklerinize hep yakın olabilmeniz dileğiyle...

mintiden sevgiler

17 Ocak 2015 Cumartesi

Çardak Kebabı

Herkese merhabaa
Ayri kaldigimiz bu sure zarfinda oglumla birlikte kisa bi Antalya kacamagi yaptik babamiz da hazir oradayken kisa sureli bi gezi yapalim istedik.

Akabinde de üç gün kadar Gaziantep yolunu gozledik.10-15 cm lik kar yağışından dolayı pek gezememiş ve pek resim çekememiş malesef :( Olsun ailece gezmek için bahanemiz oldu işte.Gidip,gezip,bol bol resim çekeriz insallah
.....
Neyse efendim asıl konumuza gelelim.İşte durumlar bizde bundan ibaret.Geçen haftanın özeti postunu yapsam daha iyi olacak sanırım.Ama fotoğrafların her biri bi yerde olduğundan, toparlayamıyorum.Kimi tlf.larımızda, kimi fotoğraf makinasında falan işte... İnşallah finallerden sonra o işle ilgileneceğim diyorum ve lezzetime geçiyorum...

Aslında bu tarifi ilk olarak hastanemizin yemekhanesinde tatmıştım.Çoook beğenince neden evde de yapmayayım dedim.Biraz internet araştırmasının sonunda gözüme kestirdiğim bi kaç tarifi birleştirerek lezzetimi sona erdirebildim.Oldu mu? Oldu...
Ama arada bir yapılabilecek bir lezzet olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Ağır ve bol kalorili ve doğal olarakta çok lezzetli... :)
 

Yaparken, hangi yemek sitelerine baktığımı bir türlü hatırlayamadım.Hatta gerçekten şuan nasıl yaptığımı bile tam olarak hatırlayamıyorum.Bu nedenle siz bu tarifi yapmadan önce Çardak kebabını yapan başka yemek sayfalarına da göz gezdirin olur mu?Beni bilirsiniz.Yalan dolan yok.Ne ise o.Napiyim çok iyi hatırlıyorum dersem,tarifi %100 budur dersem sizleri yanıltmış olabilirim.O yüzden lütfen bu uyarımı dikkate alınız.
Ayrıca normalde Çardak kebabı küçük doğranmış parça etlerle yapılır.Ben ise kıymayı tercih ettim.Bir çok yemek sayfası yaptığı çardak kebaplarını fırında pişirip öyle servis yapmış Ama ben az yağda ,tavada kızarttım.Ben yufka ile yaptım,tarifi kreple deneyenler var.Bu farklılıkları en başından ben yazayım size. 
Siz benim tarifime bakın bi.Sonra da diğer tariflerle kıyaslayıp kafanıza göre kendi tarifinizi yapın olur mu?

 Malzemeler:
3 adet yufka
300 gr. kıyma
yoğurt
konserve garnitur
tuz
salça
pulbiber
tereyağı
sıvıyağ
2-3 diş sarımsak
1adet soğan
Karabiber
 

1-Öncelikle kıymanızı, suyunu salıp tekrar çekene kadar tavanızda pişiriniz.Suyunu çekmeye başladığı an sıvıyağını (göz kararı koyuyorum ben,ne bileyim 2-3 yemek kaşığı mesela) ve ince ince doğadığınız kurusoğanları ilave ederek kavurmaya başlayınız.

2-Soğanlarınız ölmeye başladığında konserve garnitürünüzü sudan geçirip süzdükten sonra ilave ediniz ve yaklaşık 5-10 dakika daha kavurmaya -pişirmeye devam ediniz.

3-Üzerine pulbiber karabiber ve tuzunuzdan damak zevkinize göre atınız.Çok az belki 1 yemek kaşığından bile az salçanızı ilave ederek iyice kavurunuz ve altını kapatınız.

4-Diğer yandan yufkanızı 4e bölerek soğuyan içinizden bolca koyarak sarınız.Yufkanın geniş kısmına koyup kenarlarını içe katlayarak sarıp uç kısmını suyla ıslatarak yapıştırınız.Tavanın dibine koyduğunuz sıvıyağı ısıttıktan sonra sardığınız börekleri bu yağda her yerini kızartınız.Çok pembe ve çok kızarık olmamalı.Hafif sararıp pembeleşmesi yeter.Havlu kağıdına alarak yağından biraz uzaklaştırabilirsiniz.

5-Ardından servis tabağına alınız.Üzerine,soyup dövdüğünüz sarımsak ve az tuzla hazırladığınız yoğurdu gezdiriniz.

6-Üzeri için tereyağında salçanızı eritiniz.Kokusu çıkana kadar karıştırınız.Üzerine çok az pul biber ve nane atarak azıcık su ile sosunuzu inceltiniz.Bir süre daha ocakta tutttuktan sonra alınız.

7- Servis tabağına aldığınız ve üzerine yoğurt döktüğünüz böreklerin üzerine hazırladığınız sostan gezdiriniz ve sıcak servis yapınız.
AFİYET OLSUN....
:)

9 Ocak 2015 Cuma

Gülümse Hayata...


Sahip olduğumuz en  büyük varlık, içimizdeki mutluluk şüphesiz.
"Mutlu insan dünyanın en zenginidir" gözüyle bakıyorum hayata.
Ve kendimi zengin görüyorum :)
 Öyle olabilmek adına çaba göstermeli diye düşünüyorum.
 Günün yorucu meşgaleleri arasında,dünyadaki asıl varoluş amacı unutulmamalı,küçük şeyler için kırmamalı insan en sevdiğini diyorum...
Soruyorum;gama,kedere,derde,tasaya yer verecek kadar,uzun mu hayat???
Küsmeye,üzülmeye,üzmeye var mı zamanınız??
Hanginiz sevdiğinize canı gönülden "Seni seviyorum"dedi?Diyebildi???
Kim en sevdiğine,sımsıkı sarılabildi.
Söylenmemiş ne çok söz var kimbilir içimizde.Söyleyemediğimiz ne çok bitmemiş cümle?
Haydi öyleyse neyi bekliyoruz ki söylememek adına!!
Hayat sevdiklerimizi bizden çalmadan,cümlelerimiz yarım kalmadan sarılalım hayata..

Sarılalım hayata sımsıkı,ve geçen zamana inat bir kere daha söyleyelim,en sevdiğimize sevdiğimizi.
Geç olmadan,yarım kalmadan
seni seviyorum
diyebilelim.

Seni seviyorum anne,baba,kardeş...Seni seviyorum dost,arkadaş,eş...
Seni seviyorum Ya Rab.Enn çook Seni Seviyorum...
Seviyorum seni;içimi ısıtan güneş ve sevdiklerimin kokusunu yüzümde hissettiren rüzgar...
Seni seviyorum ;beni üşüttüğün için kış,üşütüp de sevdiceğime sokulmamı sağladığın için... 
Seviyorum seni ağaç,sana uzanan ellere inat,en derine sal diye köklerini ...
Seni BİLE seviyorum  kötülük yapan insan;iyiliğin kıymetini bilmemi sağladığın için...Ve seni seviyorum ki sevgimle erisin içindeki kötülük...
Seni de seviyorum eyy! affetmeyi bilmeyen insan,semgimle sana affetmeyi öğretebilmek için.Allahın seni affetmesi için seviyorum seni...
...
 Seni seviyorum bebeğim,içimde büyüt diye düşlerini...
 Ve ve ve...
Seni seviyorum hayat;hala nefes alabiliyor,sevdiklerime "seni seviyorum" diyebildiğim için...


Haydi sende,karartma düşlerini,uzat en sevdiğine ellerini...
Mutlu olabilmenin yollarını karşındakinden beklemeden sen ara bu defa...
Kabahatli olmasan bile özrü sen dile.
Yüzünde tebessüm oluşturacak ne varsa onu,sen yap bu vakit...
Kimseden beklemeden,kimseden istemeden,tam da istediğin gibi,yapmak istediğin şeyi ;SEN YAP...
En güzeli;
EN İÇTEN HALİNLE GÜLÜMSE HAYATA ...
Yaratılan güzellikleri gör,yaratılanı YARADANdan dolayı hoşgör...
...
Yaşanacak kaç mevsim var kimbilebilir Rahmandan gayrı?
Kaç gün kaç saat???
İşte bu nedenle severek ve şükrederek yaşamalı hayatı.
Sev ki...sevebil ki...hayat da,seninle güzelleşsin...
Sevgi dolu bir yürek,,,sevgi dolu bir yuva...sevgi dolu bir hayat diliyorum tüm gönüllere...
"minty"
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...