31 Ekim 2011 Pazartesi

Kuru Patlıcan Dolması

Mutlu günler diliyorum herkese,
Aslında canım çok da bişey yazmak istemiyor ama,
ne yalan söyleyeyim ilerde anımsayıp üzerinde düşüneceğim,mutlu olup tebessüm edeceğim yada buruk hallerime gülüp geçeceğim iki kelam etmeden de geçmek istemiyorum tariflerimi yayınlarken.
Kasım ayının 2'sine Bulgaristan yolcusu eşim ve içim buruk bu nedenle.
İlk başlarda bu Şube Müdürlüğü işine sevinmiştim ama tüm denetim ve yurtdışı işleri sırf bu sıfattan dolayı ona kaldığından,ve bizi birbirimize uzak kıldığından dolayı da hayıflanmıyor değilim hani.Ama yine de şükredip hayırlarla ve selametle gidip gelmesini temenni ediyorum dedikten sonra kurutulmuş sebzeler arasında en çok sevdiğim patlıcan kurusuna lafı getirmek istiyorum.Bana kış akşamlarını hatırlatan bu yemeğin tarifini vererek yazımı çok uzatmadan noktalamak istiyorum.
Şimdiden afiyet olsun diyorum...
 Malzemeler:
 *15 adet kurutulmuş dolmalık patlıcan
*2-3 adet kuru soğan,
*4-5 diş sarımsak,
*1yemek kaşığı domates salçası,
*1 su bardağı bulgur
*1 kahve fincanı pirinç
1 kahve fincanı zeytinyağı,
*1 çay kaşığı toz şeker,
*Karabiber, pulbiber, çok az kimyon, tuz,
*1 yk. nar ekşisi veya bir dilim limon suyu
Maydonoz,

 Yapılışı:
1-Kuru patlıcanları, kaynar suya koyup,çatal batacak şekilde yumşayıncaya kadar yaklaşık 10 dakika haşlayınız.Kaynayan suyu değiştirirerek haşlama işlemine devam ederseniz,patlıcanın  acı tadından kurtulmuş olursunuz.

2-Dolma içini hazırlamak için; önce zeytinyağında kıyılmış soğan ve sarımsakları atıp,üzerine salçayı ilave edip kavurunuz.Ben bol salça kullanmadım silme 1 yemek kaşığı salça yeterli olmakta.Yıkanmış bulgur ve pirinci ekleyerek hafifçe kavurunuz.

3-Sıcak suyla birlikte tuzunu, şekerini koyup suyunu çekene kadar pişiriniz..Baharatlarla birlikte, maydonoz ve naneyi ekleyip kaşıkla karıştırınız.

4-Hazırlanan bu karışımı, patlıcanların içine bir parmak eksik olacak şekilde doldurunuz.
Tencereye dizme işlemi bittikten sonra, üzerine biraz tuz serpiniz. Dolmaların bir parmak altında olacak şekilde kaynar su ve çok az sıvıyağ gezdirdikten sonra kısık ateşte yumuşayana kadar pişiririniz.

5-Pişmesine yakın limon suyu(ya da nar ekşisi) ilave ederek 5-10 dk. daha pişirip ocaktan alarak ılık olarak servis yapınız.Sarımsaklı yoğurt eşliğinde servis yapmanızı öneririm.Şimdiden afiyet olsun...

mintiden sevgiler

25 Ekim 2011 Salı

Portakallı Balkabağı Çorbası


Hayırlı günler diliyorum,gönlünden kardeşliği paylaşmayı ve yardımı eksik etmeyen muhabbet tutkunu gönül dostlarına.
Milet olarak acı günleri yaşadığımız şu günlerde ne kadar üzgün olduğumu anlatamam sanırım.Evet çok üzgünüm lakin öfkem hüznümden büyük.Nice şehitler verdik biz bir hiç uğruna.Daha kaç ananın yüreği yanacak bilinmez.Daha kaç evladımızın muradı boynunda asılı gidecek.Ve bu gidişe kim dur diyecek?

Selam olsun diyorum ben;millet aşkını,toprak aşkını,vatan aşkını yüreğinin tam ortasında hissedebilene.
Selam olsun diyorum,allayıp pulladığı,gözünden sakındığı biricik evladını,yüreğindeki yangınla şehitliğe uğurlayabilene.

Evet bir yanda şehitlerimizin acısı yüreklerimizi kor gibi dağlarken ve daha acısı tazecik içimizdeyken Van depreminde hayatını kaybeden canlarımızın üzüntüsüyle kahrolduk adeta.Depremde hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet,yakınlarına ise başsağlığı dilemekten ve bu elim felakete,için için üzülmekten başka birşey gelmemekte elimizden.
Eşimin görev icabı haftasonu Van'da olması ve pazar sabah 11 uçağı ile Ankara'ya dönmüş olması Van depreminde yaşadığım paniğin ikinci nedeni sanırım.Gerçekten verilmiş sadakamız varmış diyorum.Konferans sonrası yemek yedikleri restourant göçük altındaymış şimdi.Rabbime binlerce kez şükürler ediyorum.Ve bu büyük acıya tanıklık edenlere gerçekten sabırlar diliyorum,düşüncesi bile bu kadar zorken...

NOT: Cahide/Jibek ablamın belirttiğine göre, MNG kargo yardımları ücretsiz taşıyacakmış. Eğer yardım toplama imkanınız varsa lütfen acele edelim. Allah bu acıyı yaşayan kardeşlerimizin yardımcısı olsun diyorum.


Bu arada eskisi kadar sayfamı sık güncelleyemiyorum;
bebeğimin büyümesiyle önceliklerim tamamen yer değiştirdi.Bana olan ilgisi kat kat arttı ve ben onunla geçirdiğim her dakikayı gerçekten değerli kılmak istiyorum.Bu nedenle internette zaman geçirmek yerine,onun duygusal gelişimine daha çok katkıda bulunmak istiyorum.Beni en çok minik bebeği olan çalışan anneler anlayacağı için,onların hoşgörüsüne sığınıyorum.Hobi olarak başladığım blog işini ihmal ettiğimde elbetteki üzülüyorum ancak,hayattaki hiçbirşey ailemden daha kıymetli olamaz,
bunun da altını çizerek belirtmek istiyorum.

Her ne kadar zaman sıkıntısı yaşıyor olsamda mutfakta zaman geçirmekten büyük bir haz duyduğumu itiraf ediyorum.
Bu nedenle yola devam ediyorum.
Yani;Minti'niz her ne kadar sık yayın yapamıyor olsa da yine lezzetlerle haşır neşir durumda.
Ve yine Mintiliği üzerinde:))

İşte bu nefis çorba da bebeğime şifalı lezzetler yapma keşifleri peşindeyken tam bir Minti durumumda geliverdi aklıma:))Pek de nefis oldu.

 Malzemeler:
250 gram balkabağı
1 adet yemeklik doğranmış soğan
1 diş sarımsak
2 kaşık zeytinyağı
1-2 tatlı kaşığı tereyağı
5-6 bardak su
tuz ,karabiber, arzuya göre defne yaprağı
1 adet portakalın suyu
1 y.k.un

 Yapılışı:
  • Balkabağını soyup kuşbaşı olarak dilimleyerek hazırlayınız.Aynı şekilde soğan ve sarımsakları da doğrayarak hazır hale getiriniz.
  • Tencerede tereyağını kızdırıp,sıvıyağı eklerek unu kavurunuz.. İnce kıyılmış soğan ve sarımsaklarla doğradığınız balkabaklarını ilave ediniz.
  • Su ilave edip karıştırınız ve orta ateşte 15-20 dk.pişiriniz.
  • Balkabakları tamamen yumuşayana kadar pişirme işlemine devam ediniz ve çorbayı blenderdan geçiriniz.
  • Tuz, karabiber ve bir adet portakalın suyunu ilave edip kısık ateşte arada karıştırarak 5 dakika kadar pişirme işlemine devam ediniz.
  • Pişen çorbanızı dilediğiniz şekilde servis yapabilirsiniz.Ben bu portakallı lezzeti,portakal çanağında sunmak istedim.
Yüreğinizden sevgiyi,merhameti eksik etmemeniz
ve sevdiklerinize hep yakın kalmanız dileğiyle...
Mintiden Sevgiler...

17 Ekim 2011 Pazartesi

GERÇEK AŞK...


AŞKLARIN EN GÜZELİDİR İNSANIN EŞİYLE YAŞADIĞI...EN ÖZELİ...EN GERÇEĞİ...

HAYATIN HER ANINI PAYLAŞTIĞINIZ, İYİ GÜNDE ,EN ZOR ANDA,HASTALIĞINIZDA,MUTLULUĞUNUZDA YANINIZDA OLAN İNSANA AŞIKSANIZ,GERÇEKTEN MUTLUSUNUZ DEMEKTİR.EN DOĞAL HALİNİZİ GÖREN,SİZİ O HALİNİZLE SEVEN BEĞENEN İNSAN,HİÇ BİRŞEYİNİZİ SAKLAMADIĞINIZ SAKLAYAMADIĞINIZ İNSAN KULAĞINIZA AŞK SÖZCÜKLERİ FISILDIYORSA EĞER,AŞKIN MERKEZİNDESİNİZ DEMEKTİR.

HASTALIKTAN YATAK DÖŞEK YATARKEN BİLE YANINIZA SOKULABİLEN,SALYA SÜMÜK AĞLARKEN BİLE YANAĞINIZI ELİYLE SİLEBİLEN ,GECELERİ ÜZERİNİZİ HER DEFASINDA BIKMADAN USANMADAN SEVGİYLE ÖRTEBİLEN,GÖZ YAŞLARINIZI BİLE ÖPEBİLEN KİŞİDİR GERÇEK SEVEN.

GÖZLERİNİZE BAKARKEN SEVGİYLE YÜREĞİ KABARIP ,GÖZYAŞLARINI SADECE SİZİN İÇİN AKITAN KİŞİDİR BELKİ DE.
HASTALANDIĞINIZDA,SİZİN İÇİN SABAHLAYAN KİŞİDİR.VAZGEÇİLMEZLERİNDEN BİLE SİZİN İÇİN VAZGEÇEBİLEN KİŞİDİR.SİZİ,İLK GÜNKİ KADAR HEYECANLANDIRABİLEN KİŞİDİR.

.GECENİN BİR YARISI SİZİ UYANDIRIP "SENİ SEVİYORUM" DİYEBİLEN,KİŞİDİR AŞKLARIN EN GÜZELİNİ YAŞADIĞINIZ İNSAN.NEFESİNDE UYUYUP,NEFESİYLE UYANABİLDİĞİNİZ,HERGÜN EVE GELECEĞİ SAATTE,AYNI HEYECAN VE AŞKLA KAPIYA KOŞABİLDİĞİNİZ KİŞİDİR
 EŞİNİZ OLMAYI,HAKEDEN İNSANDIR SİZİ GERÇEKTEN SEVEN...

HAYATTAKİ EN ZENGİN İNSAN İSE;İŞTE BU GÜZELLİKLERDEN MAHRUM KALMAYANDIR:)
"minti"

9 Ekim 2011 Pazar

Saklı Cennet Dalyan...

Selamlar herkese,
Gezi notlarıma fırsat buldukça devam etmeyi düşünüyorum.Dedim ya!biz bu yaz tatile değil de Akdeniz turuna çıktık adeta.Canım memleketimin her köşesi ayrı bir cennettir eminim.
Lakin bunca cennet köşe arasında Dalyan'ı da görün derim.Ben böylesine sakin,böylesine dinlendirici bir yer daha görmedim.
Havasında ne var bilinmez, gidince kendiniz de göreceksiniz,insan gayriihtiyari sakin ve dingin bir havaya bürünüyor.Tüm telaşlardan,tüm koşuşturmacalardan arınıyor adeta.
 

Eğer kafa dinlemek,tabiatın en bakir haline şahit olmak,aynı zamanda da eğlenmek,gezmek,muhteşem bir kumsalda doyasıya denize girmek istiyorsanız Dalyan'dan başka bir yere gitmeyin derim.
Küçüçük,şirin mi şirin bir yer.
Sanki ilk siz keşfetmişsiniz de bu cennetten kimse haberdar değilmiş gibi bir his uyandırıyor insanda.
Dinginliği insanın ruhunun dinlemesini,kendiyle başbaşa kalmasını sağlıyor.
Aslında bunları buraya yazmayı bile kıskandım ilk zamanlar.
Böylesine bakir bir cenneti kimse bilmesin,kimsecikler gitmesin istedim:)))Sanki ben bahsetmezsem,benim bakir cennetimden kimse haberdar olmayacak:))peh!!!.Ama diğer turizm yerlerinde olduğu gibi turistlerin ayak basmadığı yer kalmamasından korkuyor insan.Şaka biyana,Allahın lütfu bu doğa harikası güzellikten,sizlere bahsetmemek,bencillikten öteye gitmezdi sanırım.
Eğer imkanınız varsa bu saklıcenneti,varın kendiniz görün derim.

Ama şimdiden söyleleyeyim;öyle dolup taşan turistler,sabaha kadar avaz avaz çalan barlar,lüks lüks oteller bulamazsınız Dalyan da.Butik oteller,oda kahvaltı veren küçük lakin inanılmaz sıcakkanlı akdeniz insanlarının işlettiği,şirin aile işletmeleri karşılar sizi.
Sabah kahvaltısını otelin işletmecisi olan,şeker akdeniz kadınlarının neşeli sesleri,hoş sohbetleri eşliğinde yaparsınız.Açık büfe kahvaltınızda yok yok diyemem belki,ama inanın canınız ne isterse söylersiniz,karşılıksız anında yapılıp sunulur önünüze.Düşünün bir kere;biz ertesi sabah ödedik "eh!alın artık ücretinizi rica ederiz" diye diye."Sorun değil keyfinize bakın ne acelemiz var "şeklinde yaklaşıyor insanlar.
Başka yerlerdeki gibi parayı ödemeden anahtarı vermemezlik etmiyorlar yani...
 

Yolumuz kesinlikle bir kere daha düşsün istiyorum Dalyan'a.Ancak bu seferki gibi iki gün kalmak yerine bir hafta kalıp ruhumu dinlendirmek,ailemle tabiatın kucağında başbaşa olmanın tadına varmak istiyorum nasipse.Gerçekten görülmeye değer bir yer.Üstelik canınızın sıkılmasına mahal vermeyecek kadar da eğlenme imkanına sahipsiniz çeşitli tekne turlarıyla.
Sezonununda giderseniz;birçok tekne turu alternatifiniz var hemen söyleyeyim.
Akımda kalan tekne turları;
Oniki adalar turu:Bu turda;akşama kadar tekneyle,o civardaki ünlü 12 adaların yaklaşık 6-7 tanesine götürüyorlarmış sizi.Adalarda bol bol yüzme molası verip,yemeğinizi de verdiğiniz tekne tur ücretine dahil ediyorsunuz.Yanılabilirim ama sanırım 70-80 lira ödüyorsunuz bu tur için.

Mehtap turu:Kadehler eşliğinde mehtabı seyretmek isteyenler için ideal olan bu tura vakti zamanında sadece mehtaplı gecelerde çıkılırmış.lakin sezonunda hergece katılabiliyormuşsunuz.Biz çıkmadık,eylül ayında pek sıcak bir gece olmayacağı için:))Bu turda köyceğiz gölü civarında ızgaraları yakıp mangal keyfi yapıyor,ilerleyen saatlerde yakılan kocaman ateşlerin çevresinde keyifli bir gece yaşıyormuşsunuz sevdiğinizle...

Caretta Caretta Turu:Sanırım ağustos ayı Carettaların yumurtalarını kumsalın sıcak kumlarına bırakma zamanıymış.Bu nedenle yine temmuz ağustos gibi anne Carettaların bu güzel anına şahit olmak adına düzenlenen bir turmuş.Biz malesef bu kocaman sevimli yaratıkları göremedik:((İki kolunuzu yanlara açın.İşte bu büyüklükte kaplumbağalar görme imkanı,hatta şapka takma,onlara dokunma imkanı bile bulabiliyormuşsunuz.Kaptanımızın anlattığına göre beslemek amacıyla olyata takılan ekmek,yumurtlama mevsimi olmasa bile onları kıyıya çıkartmaya yetiyormuş sanırım.Hatta bizim katıldığımız tekne turundaki arkadaşlar İztuzu Plajında görmüşler kaplumbağaları ancak dediğim gibi biz görmedik.
 NEDEN Mİ?
Çünkü;biz o ara,koca denize düşen gözlüğümüzü arama telaşındaydık.Yine mi gözlük kaybettin minti??Denizde gözlük bulabileceğini mi sanıyorsun minti?gibi sorular sorabilirsiniz bana.Ben de hemen evet diyebilirim bu sorularınıza.Bu defa eşimdi kaybeden.Dalganın arkadan çarpmasıyla düşüverdi sanırım gözlük.Sonradan farkettik ve başladık denizde gözlük aramaya:))))
Merak etmeyin,buradaki deniz,plaj bambaşka.
25-30 metre açılsanız bile deniz koltukaltı hiznızda.
Ve su berrak.
Dibinde ise bir tane dahi taş bulamazsınız.
İşte bu nedenle bu muhteşem sahilde kaybettiğimiz gözlüğü kısa sürede buluvedik(çok şükür).Ama bu arada arkadaşların kaplumbağa eğlencesini de kaçırmış olduk.Olsun bir başka sefere gelme nedenimiz olur:))
Ve hazır konu açılmışken bu güzel plajdan bahsetmek istiyorum.8 günlük gezimizde Konyaaltı plajı,Olimpos,Phaselis,Kaş,Side plajı da dahil olmak üzere ben böylesine güzel bir kuma sahip plaj görmedim.Bir tane taş bulamazsınız inanın bana ve incecik bir kum.Üstelik denizin 25-30 metre ilerisinde dahi dibinde tek bir taş yok.yumuşacık kumla kaplı bir deniz...25 metre ilerde dahi denizin dibini ve ayaklarınıza dokunan minicik balıkları görebiliyorsunuz.
 
Biz iki saat kadar yüzme imkanı bulduk.Ardından teknemizle çamur banyosuna doğru yola koyulduk.Doyamadık,ama burayı keşfetmiş olmanın mutluluğuyla,biriktirdiğimiz tatlı anılarla, güzel saatlar eşliğinde gönlümüzce geçirdiğimiz güzel İztuzu plajına bir daha ki gelişimizde daha uzun kalacağımıza dair sözler vererek vedalaştıktan sonra, zor da olsa ayrıldık...:))
(BEKLE BİZİ İZTUZU...BİR BAŞKA BAHARA...)

Doğa harikası olan İztuzu plajının uzunluğu öğrendiğim kadarıyla 6 km civarındaymış.
Tatlı suyla tuzlu suyun birleştiği bir yerde incecik,altınsarısı kumu ve kristal berraklığındaki suyuyla bu plaj gerçekten harika.Yazın gece plajda kalmak yasakmış,carettaların yumutlama dönemine rastladığı için.Yine yazın şemsiye saplamak yada çocukların çukur kazması falan da yasakmış sanırım.Böylesine itina gösterilmesi çok güzel gerçekten.Bu plajı gördüğünüzde caretta carettaların yumurtalama için neden burayı tercih ettiklerini tahmin edeceksiniz:))


Çamur banyosuna gitmeden önce kralmezarlarının resmini çekmek üzere minik bir mola verdi kaptanımız 
Biz de bu ustalık abidesi kalıntılara doya doya bakma ve fotoğraf çekme fırsatı bulduk.Ve bu arada da kaptanımızdan kralmezarları ile ilgili toplu bilgiler edindik. 
Ardından şahane bir ada restourantta  açık büfe yemek yeme imkanı bulduk.


Kaptanımızın anlatığına göre kral mezarları M.Ö 4. yy dan beri ayakta.Arkeolokların açıklamalarına göre tamamı Kaunoslulara ait tapınak cepheli bu özel mezarlar o dönemdeki zenginliğin bir göstergesi.Mezarların en gösterişlileri krallara aitmiş.Lakin görünen küçük mezarlar halktan kişilere yapılan mezarlarmış.Mezarlar yukarıdan ip sarkıtıp ,sallanmak suretiyle yapılırmış ve herbirinin üzerinde o dönemin kralına ait özellikler resimlerle kazılıymış.Tam olarak bilmiyorum ama sanırım son dönemlerinde Kaunos'lular Lykyalıların istilasına uğradıklarından bazı mezarlar tamamlanamamış.Yine Kaunuslular için çoğunun sıtmadan öldüğü bilgisini de iliştiriverdi kaptanımız bu minik fotoğraf molasında:))
 
Kral mezarları her açıdan ayrı güzel,günün her saati başka görünüyor insana.Ve bu bu görkemli mezarlardaki,güneş ışınlarının dansını izlenmek şahane bir duygu..

Dalyan'a gidipte çamur banyosu yapmadan gelmek olmaz...
Biz de bu keyfi yaşayalım istedik ve yemek molası sonrası doğru çamur banyosuna....

Tekne turlarından bahsettim.Bir de hemen hergün yapılan günlük tekne turu var Dalyan'da ki biz de bu tura katıldık.Sabah 10 dan akşam 17 ye kadar teknedesiniz.Üstelik yemek dahil tekne turu ücreti için sadece 25 tl ödüyorsunuz.Çamur banyosu için ekstra giriş ücreti 5 tl meraklıları için belirtip bilgilendirmek istedim.Ama unutamayacağınız bir gün geçiriyorsunuz. Bizim turun güzergahı şöyleydi;
İlk olarak Kaya mezarları manzarası,ardından İztuzu Plajında 2 saatlik mola,Adada açık büfe yemek,ardından 1 saatlik çamur banyosu,sonra köyceğiz gölü turu,sonra isteyenler için 1 saatlik Kaunos turu ve Dalyan merkeze dönüşle turunuzu tamamlamış oluyorsunuz.Biz turdaki her ayrıntıya katıldık ve gerçekten günün sonunda yorulmuş lakin inanılmaz bir gün yaşamış ve çok gezip çok eğlenerek geri dönmüş olduk.

Çamur banyosu inanılmaz keyifli...
Turistler şifa niyetine günde 2 kez geliyorlarmış bu şifalı çamur ve kükürtlü suya...Canım memleketimin nimetlerinden bizden daha fazla faydalanıyorlar vesselam:((
Eskiden daha fazla sayıdaki bu çamur yatakları şimdilerde saadece 4 kaynakta kalmış.Çamur banyosunun ardından güneşlenip kuruyan insanlar heykel görünümüne kavuşuyor.
Ardından duşunuzu alıp,temizlenip 178 cm derinliğindeki şifa havuzlarına giriyorsunuz.Ben bu daracık havuza doluşan insan gürühuyla,şifalı da olsa aynı suyu paylaşmak istemedim açıkçası:)))Bu noktada tercih sizin,şifa havuzu sizleri bekliyor Dalyan'da...
.Kükürtün yoğunluğundan dolayı yumurta gibi kokuyorsunuz çıkınca ayrıca.
Ama şifa mı?
Şifa:))

 Dalyan hem Akdeniz hem de Köyceğiz gölüyle bağlantısı bulunmasından dolayı ayrı bir öneme sahip.
Dalyan nehri üzerindeki kısa bir yolculuğun akabinde,Köyceğiz gölüne ulaşıyorsunuz.
Öyle her köşesini gezme fırsatınız olmuyor ama genel anlamda fikir sahbi oluyorsunuz.Gölün ortasındaki kocaman sazlıklardan gelen kuş seslerini dinleme fırsatı buluyorsunuz
Eğer hava koşulları müsait olsaydı gölde de yüzme molası verilecekti.
Ancak biz yüzme molası vermeden sadece tekne turu yapıp manzaranın tadına varıp Kaunos kalıntılarının yolunu tuttuk...
DALYAN...
Havası,suyu,muhteşem dinginliği,görsel zenginliği,
bakir tabiatı,çamur banyosu,şahane plaj keyfiyle,kumuyla,tarihi kalıntılarıyla,diğer turistik yerlere oranla daha uygun konaklama imkanlarıyla
huzuru arayanların yeri...


Biz inanılmaz güzel 2 gün geçirdik...
Biriktirdiğimiz tatlı anılarla,
çektiğimiz 1000'i aşkın dijital fotomuz,elimizde şipşak Dalyan fotoğraflarıyla,
içimizde sıcacık huzur,yüzümüzdeki tatlı tebessümümüzle geri döndük.
Yolumuzun yeniden Dalyan'a düşmesi dileğiyle diyorum,
Minti'den sevgiler...

4 Ekim 2011 Salı

Ebegümeci Yemeği


Günaydınlar,
güzel bir gün olmasını diliyorum ve nöbetimin en yoğun saatlerine doğru yavaş yavaş yaklaşırken,biran önce bir tarif paylaşıp işime devam etmek istiyorum.Ebegümeci çayından daha evvel bahsetmiştim.Dilerseniz  bu sayfamdan tekrar bakabilirsiniz.Aynı döneme ait bir tarif.Paylaşmak bu güne nasipmiş.Elinizde ebegümeci varsa bu enfes lezzeti deneyin derim.Ispanak yemeğine benzeyen bir lezzeti var.
Şimdiden afiyet olsun diyorum ve yapılışına geçiyorum:)
 Malzeme Listesi:
1 bağ  ebegümeci  (yaklaşık 1/2 kg )
1 adet kurusoğan
2 çorba kaşığı  sıvıyağ
2 çorba kaşığı bulgur
1 çorba kaşığı domates salçası
tuz

Yapılışı:
1-Ebegümeçlerini yıkayıp doğrayarak hazır hale getiriniz.Tencereye kurusoğanı doğrayıp,sıvıyağda rengi dönünceye kadar kavurup, 1 kaşık domates salçası ekleyiniz.

2-Üzerine ebegümeçlerini ekleyip. bulgur ve tuz ilave ettikten sonra çok az su ilavesiyle(belki 1 çay bardağı kadar)ağzı kapalı halde pişiriniz.Ilık servis yapınız.Servis esnasında sarımsaklı yoğurt kullanabilirsiniz.
Afiyet Olsun...

Bir başka yazımda buluşuncaya kadar 
yüreğinizden;aşkı,sevgiyi, umudu,şefkati 
hiç eksik etmemeniz dileğiyle...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...