28 Mayıs 2011 Cumartesi

Çikolatalı Bisküvili Pasta

Selamlar sevgili arkadaşlar,
Güzel bir haftasonundan selamlar gönderiyorum Mintinin vefakar dostlarına.Biliyorum yeni tarifler beklemekte yeni mamalarımı merak etmektesiniz.Mintinin bir de zaman problemi olmasa ahh!!
İnanın hayatın hızına yetişmekte zorlanıyorum.Günler aylar öylesine hızla akıp gitmekte ki farkına bile varamıyorum.Takip etmekte zorlanıyorum.Ama herşeye rağmen Rabbimin bahşettiği hayatı, kendi hayatımı seviyorum:))
Hayat tüm zorlukalrına rağmen yaşamaya değecek güzellikte değil mi:))
 
Çalışan bayan olmama rağmen mutfak tutkumdan da vazgeçemiyorum.Vaktimin kısıtlı olmasına rağmen mutfakta zaman geçirmeyi,girdiğimde peşpeşe kısa zamanda değişik lezzetler çıkarmaya bayılıyorum.Dün akşam bizimkiler aşure isteyince hemencecik yapıverdim yemek sonrası tatlı niyetine ki dolabımda birgün evvelden yaptığım bisküvili pramit pastamda henüz bitmemişti:)
Ben seviyorum mutfak işlerini yahuuu!!!!

YAŞASIN YEMEK YAPMAK...
YAŞASIN PASTA YAPMAK:))))



Şuanda bebeğimin uyumasını fırsat kollayarak mutfakta değil bilgisayarımın başında aldım soluğu.Çünkü yaptıklarımın görüntüleri öylesine birikti ki.Beş yapıp bir yayınlayabiliyorum sizlere ancak,fırsat bulamadığımdan.

Çooook birikmiş tarifim var çoooooook...
Bakalım ne ara yayınlayacağım sizlere:))
Neyse biz Virabismillah deyip başlayalım bir yerden yayınlamaya,değil mi??

Mesela daha evvelden yaptığım ve ne zamandır yayınlanmayı bekleyen bisküvili pasta tarifimle başlayalım işe...

Aniden misafiriniz mi geldi,çayın yanına çabucak bir lezzet mi hazırlamanız gerekiyor buyurun size 

BİSKÜVİLİ BİR LEZZET...

Yapımı da sunumu da pratik...
Hadi gelin yapımına birlikte göz atalım:)

Malzemeler:
2 paket petibör bisküvi
Bir paket kare çikolata

Ara krema için
3 su bardağı süt
3 yemek kaşığı un
1.5 yemek kaşığı nişasta
1 buçuk çay bardağı şeker
2 yemek kaşığı labne peyniri veya 2 kaşık süzme yoğurt

50 gr tereyağı
1 paket vanilya


Çikolatalı üst krema için
1 su bardağı süt
1 su bardağı su
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı nişasta
2 yemek kaşığı kakao
5 yemek kaşığı şeker
1 yemek kaşığı sıvı yağ
1 paket vanilya

Yapılışı
1-Ara kremayı hazırlamak için;malzemeleri soğuktan katıp çırparak karıştırınız ve pişirerek hazır duruma getiriniz. 

2-Tepsiye bisküvileri bir sıra halinde diziniz.Üzerine hazırladığınız ara kremadan dökerek düzleyiniz.Bisküvileri kremanın üzerine bir sıra halinde yeniden diziniz ve kalan kremayı bisküvilerin üzerine dökünüz.3.sıra bisküvileri yeniden dizerek,diğer yandan hazırladığınız çikolatalı üst kremayı en üste dökerek oda ısına gelip ılımasını bekleyiniz.Ve tamamen soğuması için buzdolabına kaldırınız.

3-Dilediğiniz şekilde süsleyerek servis yapabilirsiniz.Ben dolaptan çıkarınca üzerine çikolata rendeleyerek servis yapmıştım,tavsiye edebilirim... 
Tarifi nereden mi aldım?
Cahide-Jibek ablalarımı ziyaret edip onlara danışmadan yapmak istemedim.Tadı nefis oldu,ben deneyin diyorum... 


25 Mayıs 2011 Çarşamba

Peynirli Milföy Böreği

 
Selamlar,
Minti pek fırsat bulamıyor bloğuna bakmaya.Bu nedenle geç yayınlar oldum yeni tariflerimi.Dün akşam Sevilay ablamın ellerinden yedik akşam yemeğimizi.Sağolsun Ramazan sofrası donatmıştı adeta:)
Sonrasında Minticik bu akşam için biber dolması yapıp,hazırlayıp pişirilmek üzere buzdolabına kaldırdı.Bu akşam yemekte dolma var anlayacağınız:))eve gideceğim anı beklediğim şu dakikalarda(biraz erken sıkılmışım bugün işten sanırım),ben de size en pratik lezzetlerden,en kurtarıcı atıştırmalıklardan birini yayınlayayım istedim.

Milföy Lezzeti...

Çook severim ben.Çat kapı gelen misafirim için en büyük kurtarıcımdır benim.Üstelik lezzetli...
Hemen herkes tarifini biliyordur illaki,lakin bir kez de ben vereyim yada hatırlatayım istedim...
Yapanlara şimididen afiyet olsun...

Malzemeler:
1 paket milföy (10 adet)
1 su bardağı beyaz peynir
8-10 dal maydanoz
1 adet yumurta
 

Yapılışı:
1-Peyniri çatalla eziniz. Maydanozları ince ince kıyıp peynire ekleyiniz. Milföyleri tezgaha açarak üzerlerine birer kaşık peynirli harç koyup dört ucunu biraraya getirerek bohça şeklinde kapatınız.
2- Tüm milföyleri bu şekilde hazırlayarak tepsiye diziniz. Yumurtanın sarısını böreklerin üzerine sürünüz.Tepsiyi fırına koyarak 175 derecede 25 dakika pişiriniz sıcak servis yapınız.

mintiden sevgiler

24 Mayıs 2011 Salı

Ürgüp-Peri Bacaları


Ürgüp Göreme gezimizde öylesine çok resim çektim ki anlatamam.Boyutunu küçülttüğüm resimlerin bir kısmını da ekleyeyim istedim.Öylesine gezmeye görmeye değen bir yer ki yeniden yeniden gidesim var.Yükseklik korkuma rağmen balona binesim var.Gün batımında peri bacalarını,bulutlara daha yakın bir yerden izleyesim var yarimin kollarında.


Bu güzelim doğa işçiliklerine şuanda bir tek çivi bile çakmaya izin yok,söyleyeyim.Artık restorasyon izni bile verilmiyormuş.Bu resimlediğim cafe-resteourant ve oteller yıllar öncesinden,uzun süreliğine kiralanan mekanlar.Turislerin rahatı için işletmelere izin devam ediyor elbette.Ancak yerindeki insanlardan öğrendiğim kadarıyla artık hiçbir peri bacasının ticari amaçla kullanılmasına izin verilmiyormuş.Tamamen devlet koruması altındaymış.Ne sevindirici bir haber değil mi:))

 

Araba olsa,sadece akşam yemeği yemeye bile gidilir.Çünkü yemekleri çok lezzetli ve otantik sunumla geliyor.Bir de hediyelik eşyalar satan mini mini dükkanları var ki sormayın.Ne ararsanız var.Her bütçeye göre.Eğer hediyelik eşya alacaksanız müze içinden değil de Ürgüpün merkezinden yada yol üstündeki mini dükkanlardan alabilrsiniz.
Bu arada Ürgüp Belediyesi taktire şayan çalışıyor bunu da eklemeden edemeyeceğim.İnanın elinizde çöpünüz olsa yere atmaya utanırsınız.Öylesine temiz ve düzenli.


Hımm!! Ürgüp'te dilerseniz deve gezisi de yapabilirsiniz.Ben yanına bile yaklaşamam ama meraklıları için söylüyorum, dilerseniz önünüzde diz çöküp bekleyen bir deve görebilirsiniz:))


Her köşesi ayrı bir güzel,gezmeye doyamıyor insan.Ancak kesinlikle mayıs-eylül arası gidilecek bir yer değil.Nefes kesici bir sıcağı var.Gideceğiniz tarihi iyi belirleyin derim,kavrulmak istemiyorsanız.Biz mayıs ayında bile piştik sıcaktan.


Kapadokya turumuzu burada noktalıyoruz.Kişi başı 40 tl para bayılıp girdiğimiz müzedeki şahane görüntüleri fotoğraflayamamamızın hüznü hala içimde.Öylesine şahane şekilller,şahane mağaralar vardı ki anlatamam.Neyse bir başka bahara inşallah diyorum.Gidenlere,caydırıcı ücretine rağmen,muhakkak açık hava müzesine girip gezmelerini şiddetle öneriyorum.
Bence müzeyi gezmeden Kapadokyayı gezmiş olamazsınız, söyleyeyim.
Sevgiyle umutla kalın
Esen kalın...

22 Mayıs 2011 Pazar

Yoğurtlu Kırmızı Pancar


Selamlar arkadaşlar,
Kırmızı pancarın,nimetlerinden faydalanmaya devam edelim istedim.Bu tarif de tamamen kendi uydurduğum,fakat sonuçtan son derece memnun kaldığım bir tarif.Kırmızı panarı tüketemiyorum yada nasıl tüketeceğimi bilemiyorum diyenler,işte size kırmızı pancarın en faydalı ve en leziz hali.
Hem şifalı,hem lezzetli...
Eve gereğinden fazla kırmızı pancar alınca,değerlendirmek namına denediğim tamamı kendime ait olan tariflerimden birini daha yayınlamış oluyorum.
Saygılarımla... 

Malzemeler:
1 adet kırmızı pancar
1 adet yeşil elma
1 küçük havuç
5-6 dal maydonoz
2 yemek kaşığı mayonez
1 yada 2 diş sarımsak
1 su bardağı kadar yoğurt
tuz


Yapılışı:
1-Kırmızı pancar salatasında anlattığım gibi tüm malzemeyi soyup rendeleyiniz.İçine maydonozları ince ince kıyınız.Yoğurdu sulandırmaması açısından suyunu bir miktar sıkıp bardağa süzerek içebilir yada sevdiklerinize ikram edebilirsiniz.

2-Tüm malzemeyi sarımsak dövülüp eklenerek karıştırılan yoğurda ilave ediniz.tuz ve bir miktar mayonez ilavesiyle tadını zenginleştirebilir,dilediğiniz şekilde servis edebilirsiniz.

3-Ben yoğurtladıktan sonra üstüne yine aynı karışımla süsleyerek servis yaptım.Deneyenlere afiyet olsun diyorum.Bu tarifte pek hoşlanılmayan pancar kokusunu almayacaksınız.
Sevgilerimle...


Mintiden Sevgiler

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Böğürtlenli Cheesecake


Selamların en güzelini sizlere göndererek başlıyorum yazmaya.
Ben,bayan Minti yine görevinin başında,hastanesinde hastalara hizmet etmekle meşgul.Yoğunluğun azaldığını farkedince,biraz kendime zaman ayırayım istedim.Bir yanda çalan müziğim,diğer yanda eşini ve bebeğini özleyen yüreğimle,cihaz seslerinin uğultusuna inat gecenin sessizliğiyle birlikte,daha evvelden yaptığım ve tadına bayıldığımız chesekekimi paylaşmak istedim sizlerle.

Şunu belirtmek istiyorum ki;her nekadar bloglara girmek,arkadaşlarıma cici mesajlar yazmak,yorumlar bırakmak,ziyaret etmek istiyor olsam da,zamansızlık bunları yapmama mani oluyor.Bu nedenle ziyaretine gidemediğim birçok arkadaşımdan özür diliyor,beni anlaacaklarını ümit ediyorum.Yoğun günümün ardından kalan enerjimi,gün boyu anneciğine hasret kalan miniğime harcamak istiyorum.Bilgisayarla münasebetim yok derecesinde azaldı anlayacağınız.Ama mutfak çalışmalarıma ara vermek istemiyorum.Elimden geldiğince yaptıklarımı resimlemeye,resimlediklerimi de sizlere aktarmaya çalışıyorum.


Bu chesekek tarifini Uzman tv'den aldığımı belirtmek istiyorum.Çok lezzetli oldu inanın bana.Chesekek severlere chesekeki bir kere de,bu oranlarla ve bu malzemelerle denemelerini tavsiye ediyorum.



Malzemeler:
Tabanı için:
2 paket yulaflı bisküvi
2 çorba kaşığı süt
50 gram tereyağı


ara kreması için:
1 paket pınar beyaz
2 kahve fincanı pudra şekeri
1 su bardağı yoğurt veya 50 gram sıvı krema
4 adet yumurta
Bir çimdik tuz
1 silme yemek kaşığı nişasta
1 silme yemek kaşığı un


üzeri için:
1,5 su bardağı böğürtlen
2 yemek kaşığı nişasta
1 yemek kaşığı şeker
1 su bardağı su



Yapılışı:
1-Bisküvileri robottan çekiniz.Eritilmiş tereyağıyla karıştırıp kelepçeli kalıbın dibine bastırarak yerleştiriniz.Kalıbı budolabında bekletıniz. 

2-Dığer yandan ara kreması için yumurta ve şekeri iyice çırpın.Üzerine labne ve yoğurdu ekleyip hafifçe karıştırın.Üzerine un ve nişastayı ekleyip karıştırınız.


3-Hazırladığınız sıvı kremayı bisküvi tabanının üzerine dökünüz.Önceden ısıtılmış 160 derecelik fırında üstünü kızartmadan 45-50 dakika kadar pişiriniz.Pişip pişmediğini kelepçeli kalıbı hafif sallayarak anlayabilirsiniz.Chesekekin orta kısmı hafif sallanır kıvamda olmalıdır.Yine cehesekekinizin pişerken çatlamasını istemiyorsanız fırının tabanına yanmaz bir kap içinde bir miktar su koyabilirsiniz.Su fırın içi havasının aşırı kuru olmasını önlediğinden chesekekiniz çatlamadan pişecek ve daha leziz bir görüntüye ulaşacaktır.

4-Böğürtlen sosu için;iyice yıkadığınız böğürtlenleri rondodan geçirerek iyice ezip bir sos tavasına alınız.Üzerine şeker,su ve nişastayı ilave ediniz ve pişiriniz.Dilediğiniz miktarda şeker de ilave edebilirsiniz.Ben bu orana 1.5 yemek kaşığı şeker ilave ettim.

5-Hazırladığınız sosu ılımaya,pişen chesekekinizi ise soğumaya bırakınız.Chesekekinizin soğuduğndan emin olunca yine soğuğa yakın bir ılıklıktaki böğürtlen sosunu cehese kekin olduğu kelepçeli kalıba döküp buzdolabına kaldırınız.Eğer acil sunum yapmak zorunda değilseniz 6 saat kadar dinlendirmenizi tavsiye ediyorum.Ama ben 2-3 saatin sonunda servis yapmama rağmen bir aksilikle karşılaşmadığımı da belirtmek isterim.


Tüm Chesekek severlere afiyet olsun...
Herşey gönlünüzden geçtiği gibi olsun...
Mİntiden sevgiler


17 Mayıs 2011 Salı

Bebeğimin İlk Kalem Tuttuğu Tarih ve Bebeğim 17 aylık



Miniğimle zaman nasıl da hızla akıp geçiyor.Maşallah kuzucuğum şimdilerde 17. ayını tamamlamak üzere.İnanılmaz hareketli,pek nazlı,pek hassas ama bir o kadar da uslu suphanallah maşallah:)


Yürüme safhasını geçtik şimdilerde koşuyoruz adeta.Kelime dağarcığı ve kelimeleri düzgün telaffuz edişi gün geçtikçe daha iyiye gidiyor.Kullandığı kelimeleri artık toparlayıp saymak neredeyse güç bir hal aldı.Söylediğimiz her kelimeyi yanlış telaffuz edeceğini bilse bile,tekrar söylemeye çalışıyor.Her isteğini fazlasıyla anlatabiliyor.Tam bir naz ve işve ustası.Kız olsa ne yapardım bilemiyorum:)Göz süzmeler,göz kırpmalar,öpücük atmalar falan,şahane:))


En sevdiğim kelimesi çok düzgün telaffuz ettiği kelimesi "BEBEĞİM".Evet,bebeğim kelimesini düzgünce söyleyebiliyor.Şimdilerde neredeyse sahip olduğu herşeyin sonuna,"mmm" eki getirmeye çalışıyor.

Annemmm
Bebeğimm
Aştamm(aşkım)
aabamm(arabam)
Dedem,babam,abim,ablam,halam
Ouumm(oğlum demeye çalışıyor kendince
Hala kelebeğe "Elbii" diye sesleniyor ve "elbimm" diye bitiriyor.
kepçe demesi de çok tatlı."Pıççe" diyor,kepçeye.
Hobam(çorbam)mamam,anlayacağınız şimdilerde bildiği her kelimenin sonuna "mmm" getirip duruyor.


Malatya gezmesi süper oldu bebeğim için.Dedesini ve büyükdedesini gördü.Anneannesi,Leyla teyzesi,Cemoş bebek ve halasıyla süper vakit geçirdi.Cemoşla,Peppe çizgifilmini izleyip,bol bol kavga edip,arada birde koklaştılar.Uçaklara bayılan ve gökyüzünde,kitaplarada,tv'de uçak arayan oğluşum için,gidiş dönüş uçak seyahati bu kez daha keyifli oldu.Hem beni yormadı,hem de uçakla haşır neşir olmanın,yakından  görmenin keyfine vardı.Anneannesinden, Leyla anneannesinden ciciler de geldi miniğime:))

***
Özel aşılara eşim pek sıcak bakmasa da ailelerin ve çocukların korkulu rüyası suçiçeği aşısını,22.04.2011 tarihinde yaptırdım.Unutabilme olasılığımı düşünerek buraya da tarihini not etmek istedim.Diğer özel aşılar şimdilik yanaştığımız bir konu değil.Lakin kreş aşamasına geldiğinde biraz daha esnek davranır mıyız bilemiyorum.Şimdilik önümüzde 2 haziran 2011 tarihli 18. ay aşısı var.Bu arada su çiçeği aşısını merak edenler için yazıyorum;89 tl ye aldık.

Berkay'ımın dişlerinden bahsedecek olursam;şuan 12. dişlerini yani alt azıları çıkarmakla meşgul.Üst azılar artık tam anlamıyla beyazlaştı.
 Azılarını 16.ayında  çıkarmaya başladı. 
Uzunca bir süre 8 dişte kalmıştı.Niye çıkarmıyor dişlerini diye endişlenirken,şimdi 11.-12. dişleri zorluyor maşallah.Biraz huzursuzluk yapıyor dişler.Ağrıdığını söylercesine parmağını ağzına götürüyor.


16.ay itibariyle ferro sanol kullanımını kestim.D3 vitaminini arada veriyorsam da,onu da 16. ayda kestim sayılır.Ama kesmiş olduğum daha önemli bir husus var ki,o da emzirme:)
Evet 1 mart 2011 de işe başladım ve yaklaşık 15-20 günlük çok zor olmayan bir uğraşın ardından bebeğim emmeyi bıraktı.Bebeğimin de benim de hazır olup,istediğimiz bir zamandı bu.Zaten sütüm yok denecek kadar azdı ki hemencecik kesiliverdi.Bebeğim de zaten hazırmış ki maşalah,15 gün bile sürmeden kendiliğinden bıraktı emmeyi.Ben emmeyi bırakma işinde zorlanmadım bunu gönül rahatlığıyla belirtiyorum.


Bu karalama bebeğime ait bu arada.Burada kalsın da hiç unutulmasın diye ilk çizdiği çizgilerin resmini çekiverdim hemen.:))
 Bebeğime daha evvelinde  kalem veriyordum lakin sonuç genellikle ağzına götürmek oluyordu.Ama maşallah 09.02.2011 tarihinden itibaren,giderek kalem kullanmayı kendi çapında daha güzel bir hale getirdi.Çok haz alıyor bu durumdan ve şimdi ise kimselere vermek istemiyor...Hala kitaplar gözdesi.Sayılardan 1'i minik parmağıyla gösteriyor.Kaç yaşındasın dediğimde "Biii" diye sesleniyor parmağıyla göstererek.Legolar ve arabalar en büyük ilgi alanı. Şİmdilik bu kadar...Aklıma gelirse yine yazarım.

Mintiden Sevgiler...

13 Mayıs 2011 Cuma

Zerdeçallı Karnıbahar Çorbası

Malzemeler
1 adet karnabahar
1 adet orta boy kuru soğan
1/2 tatlı kaşığı zerdeçal
1 küçük havuç
1çay kaşığı pulbiber
2-3 yemek kaşığı ince bulgur
3 yemek kaşığı sıvıyağ
tuz , karabiber
 
Yapılışı
1-Karnabaharın yapraklarını ve sert göbeğini kesip çıkartın. Geriye kalan parçaları parmak kalınlığında doğrayıp bir kenara ayırın.

2-Bir tencerede yağı ısıtıp soğanları ekleyin ve kavurun. Üzerine doğradığınız karnabahar parçalarını,rendelenmiş havucu,bulguru,1 tatlı kaşığı tuz, yarım tatlı kaşığı taze çekilmiş karabiberi ve yarım tatlı kaşığı zerdeçalı ekleyip,suyunu da ilave ettikten sonra,ara sıra karıştırarak yumuşayana kadar pişirin.

3-Bir el blenderı yardımıyla (ya da rondoda) püre kıvamına getirdikten sonra arzu ederseniz üzerine tereyağı gezdirerek servis yapabilirsiniz.Yine,1 çay kaşığı kadar pul biber kullanmanızı da tavsiye ederim.



Afiyet olsun...
Mintiden sevgiler

10 Mayıs 2011 Salı

Elmalı Kırmızı Pancar Salatası


 Selamlar sevgili dostlar,
Şu anda işyerimden yazıyorum,anlayacağınız bugün hastanelerdeki sağlık bekçilerinden,nöbetçilerinden biri de benim.Bu akşam ilk kez bebeğimden ayrı kalacak,ayrı uyuyacağım.Nasıl olacak bilmiyorum ama çalışan bir anne olarak buna mecburum.Yine de sağlık olsun.Bu gece ayrı kalacağız ama yarın günboyu birlikte olacağız.İşin bu kısmı,içimin rahatlamasını sağlıyor en azından.Mesai saatlerimin devam ettiği şu dakikalarda,hazır fırsat bulmuşken sizinle şifa dolu bir salata paylaşmak istedim:)
Şimdiden Şifalar Olsun...:)

Malzemeler:
1 adet kırmızı pancar
1 adet elma
1 adet havuç
7-8 dal maydonoz
1 küçük sarımsak
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı nar ekşisi
tuz

 Yapılışı:
1-Krmızı pancarı yıkayıp soyarak rendeleyiniz.Elma ve havucu da aynı şekilde rendeledikten sonra maydonozları minik minik kıyıp hepsini karıştırınız.Tuz,zeytinyağı ve narekşisini de ilave ettikten sonra arzu ettiğiniz şekilde yemeklerin yanında servis yapabilirsiniz.

2-Bu tarifi bitki uzmanı İbrahim Saraçoğlundan öğrenmiştim.Özellikle çocukların zihin açıklığı için öneriliyordu bu tarif lakin ben suyunu bebeğime içirip,posasıyla da böyle bir salata ortaya çıkardım.Lezzetini de beğendim üstelik.Vitamin açısından zengin olan bu tarifi sizlere de tavsiye edebilirim.
Deneyenlere Şifa Olsun...

 
Yüreğinizden sevgi
Yüzünüzden gülümseme hiç eksik olmasın diyorum...
Sevgillerimle...

8 Mayıs 2011 Pazar

Ben Bir Anneyim...


Ben bir anneyim...
Eskisine göre çok daha güçlü,becerikli ve daha başarılıyım,yaşadıkça hayata sımsıkı bağlanan,yüreği ve benliği sevgi doluyum.Annelik duygusunu yüreğine dirhem dirhem işleyenim.Yavrusu mevzu bahis olduğunda gözü bir şeyi görmeyen;birşey olacaksa da yavrusuna değil,kendisine olsun isteyenim.Ben belkide en güçlü merhemim.
Ben bir anneyim,en büyük yürek,benim yüreğim:)

Ben,Allah'ın en büyük lutfuna layık görülenim belki de...Ben bereketim, yeryüzünde iyi ve güzel herşeyin mesuliyeti sanki benim.Medeniyet benim,insanlık benim,mazi benim, gelecek günlerin ümidi benim.
Ben bir anneyim,en güzel düşlerin sahibi benim...

Ben insanlığa şekil veren zanaatkarım.İnsanlığın başlangıcı benim eserim.İstediğim renklere boyarım dünyamı, istediğim şekilde yontarım,ben şekil vermekle sorumlu olduğum hamuru,sevgiyle yoğuranım.Bomboş bir beyne ilk nakşolacak sözler bende,kalbe ilk yerleşecek duygular bende,ben insani duyguların başlangıç noktasıyım.
Ben bir anneyim;evladımı,insanlığa hayırlı yetiştirmektir benim görevim...

Yüreğimde sabrın tohumları ekili.Merhametin kökleri ta içimde dikili.Ben sabır ve tahammülün ta kendisiyim.Ben minicik bir bedene ilk öpücüğü konduranım.Şefkat,fedakarlık,tahammül,aşk,sabır,bağlılık ve nice güzel duygularının hepsi var bende..
Şefkatin diğer adı,benim.
Ben bir anneyim,mesleğim gelecek inşa etmek.Geleceği,sevgiyle inşa etmekteyim...

Ben endişelerin dipsiz kuyusuyum.Ben korkuların,sakıncaların merkez üssüyüm.Ben teselliyim belki de.Saygının mihrabı benim.Sevgilerin en güçlüsü ile ödüllendirilenim. En güzel uykusuzluğu yaşayan benim. En sevimli tekmeyi hissedenim.Öpücüklerle yaraları iyileştirdim kimi zaman,kimi zaman minik dudaklarla iyileştim.En yürekten duayı edenim ben. 
Kimi zaman hasretle bekleyen,kimi zaman duayla özleyen,kimi zaman vuslatı gözleyen,kimi zaman hasta yavrusunun başını bekleyenim...

Ben bir anneyim,anneyim ben...dilinde her daim dua,yüreğinde tükenmeyen vefa ve yeryüzündeki en büyük sevda ile ben bir anneyim...


Yüreği her daim af ve sevgi dolu annelerimizin anneler gününü,bir anne olarak,anne kalbiyle kutluyorum.iyiki varmışız diyorum...
Anneler günü öncesi yüreğimden taşan kelamları paylaşmak istedim bloğumla...
Bir anne saflığıyla,tüm annelere ithaftır... 
"anneminti"



3 Mayıs 2011 Salı

Zeytinyağlı Lahana Sarması ve Minti Malatya Yolcusu





Selamlar hayırlı akşamlar herkese,
Evet bu akşam 23 uçağıyla Malatya'ya gidiyorum kısmetse.Bu akşam annemde yatacağım.Bebeğim anneannesini görecek ve ben dedeciğimi benim birtanecik dedemi göreceğim.Çok şükür hstaneden çıkmış ve bizde kalacakmış nekahet döneminde.Yani dedemi bol bol göreceğim.Dedeciğimin iyi olmasına çok sevindim.inanılmaz mutluyum.Çok şükür diyorum.Rabbim tüm hastalara şifalar versin inşallah.Pazartesine kadar memlekette olacağım dönünce ancak yeni tariflerimi yayınlayabilirim.
Kendinize iyi bakın,Mintiyle kalın:))
Allaha emanet olun...


 Malzemeler
Orta boy lahana
1çay bardağı pirinç

1 su bardağı bulgur
1,5 su bardağı sıcak su
1 çay bardağı sıvıyağ
2adet kuru soğan
3 yemek kaşığı kuş üzümü
2 yemek kaşığı dolmalık fıstık
1 yemek kaşığı salça ( konmayabilir arzuya bağlı)
1 tatlı kaşığı yeni bahar,

1 çay kaşığı tarçın, tuz
1 yemek kaşığı nar ekşisi
1/2 su bardağı zeytinyağı


Yapılışı: 
1-Lahananın dış yaprakları kaynar tuzlu suda haşlayınız.

2-İnce doğranmış soğanları sıvıyağda hafif pembeleşinceye kadar kavurunuz. Fıstık ve kuşüzümünü ilave ederek karıştırınız.Üzerine salçayı,arzu ederseniz kabukları soyulup doğranmış domatesleri ilave edip iyice kavurunuz.

3-Ayıklanıp yıkanmış pirinçleri ve bulgurları ilave ediniz ve kavurunuz.

4-Üzerine bir su bardağı su,şeker,tuz ve arzu edilen  baharatlarda eklenerek karıştırıp kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriniz.Kapağı kapalı onbeş dakika demlendirildikten sonra,limon suyu ve ince kıyılmış maydanoz ilave edilerek karıştırılır.

5-Lahana yapraklarının sert damarlı kısımlarını bir bıçakla alınız. Hazırladığınız içle arzuya göre uzun ve ince ince sarırınız.Ben çok kalın sarmayı sevmiyorum ama içi birazcıkta dolgun olmalı değil mi?Damarlı yada aşırı yırtılan lahana yapraklarını sarmayı pişireceğiniz tencerenin dibine seriniz ve sardığınız sarmaları tek tek diziniz.

6-Sarmanın üzerine dağılmaları önlemek amacıyla porselen bir yabak yada uygun bir kapakla kapatılır.Üzerine salçalı ve biraz sıvıyağ eklenmiş 1 su bardağı kadar su ekleyip kısık ateşte suyunu çekene kadar pişiriniz.

***Soğuduktan sonra servis tabağına alıp limon dilimleriyle ve maydanoz yapraklarıyla süsleyerek servis yapınız.

mintiden sevgiler

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...