herkese yepyeni bir ankara sabahından selamlar gönderiyorum.
bugün hem değişik bir başlangıç yapmak hem de Hindistan'dan dönen eşimin izlenimlerinden bahsetmek istiyorum izin verirseniz....
eşim yapısı gereği fazlasıyla oturaklı,ağır yapılı bir kişiliğe sahiptir.ben de onun aksine kıpır kıpır ve hareketliyimdir.hal böyle olunca zaman zaman minik çatışmalar da olmuyor değil elbette hayatımızda.)
örneğin ben Hindistan'a gitmiş olsaydım ne var ne yok herşeyi resimler getirirdim sizlere sanırım.
yediklerimden kaldığım yere kadar.
lakin gel gör ki eşim sevmez pek böyle şeyleri.
o yaşananlar anılardan ibaret olsun ister "anı yaşayalım" der.ben de tam tersi fotolamak isterim gördüğüm herşeyi.artı ve eksinin muhteşem uyumu var aramızda aslında.
zıt kutupların çekip kuvveti vardır bildiğiniz üzre:)işte bizimki de öyle...
lafı getireceğim nokta şu ki eşime giderken sıkı sıkı tembih etmiş,bol resim çekmesini söylemiştim.böylesi şeyleri sevmemesine,iş arkadaşlarıyla denetim amaçlı orada bulunmasına rağmen beni kırmayıp fotoğraflamış yine de sağolsun.
fotoğraflara geçmeden önce etin fazla değil,neredeyse hiç tüketilmediği Hindistan'da lüks otellerin favori yemeklerinden birini paylaşmak istedim sizlere...
Champ Tajdar...
şampiyon tajdar için gerekli malzemeler...
yarım kg.iri kuzu kaburga
3 diş sarımsak
yarım çay kaşığı zencefil
1 çay kaşığı kırmızı biber tozu
2 çay kaşığı tuz
yarım çay kaşığı tarçın
2-3 adet defne yaprağı
3 yemek kaşığı sirke
2 adet kabuk tarçın
1 adet limon
servis esnasında kuru soğan
yapılışı:
1-zencefili,1 sarımsak ezmesini, kırmızı biber tozunu,sirkeyi,tarçını ve tuzu karıştırarak bir sos hazırlayın.iyice yıkadığınız kuzu kaburgalarına bu sosu iyice sürün ve bir saat kadar bu sosta bekletin.
2-Bir fırın kabına kuzu kaburgayı yerleştirin.tepsiye yine bütün sarımsakları ,1-2 kabuk tarçını ve defne yapraklarıını ekleyin.kaburgaların yarısına gelecek kadar da su ekleyin.ve üzerini alemünyum folyo ile kapatarak daha evvelden ısıtılmış 200 derecelik fırında 1 saat kadar pişirin.
3-eti çok kurutmamalısınız.yumuşak olmalıdır.bu nedenle suyunu arada kontrol edin.piştikten sonra bir süre de folyoyu çıkararak üzerini kızartın.
4-servis tabağına taç şeklinde alarak üzerinden eritilmiş tereyağı ve birkaç damla limon gezdirin.yine limon dilimleri ve dilimlenmiş kurusoğan ile servis yapabilirsiniz....ayrıca tarifin orjinali için buraya bakabilirsiniz...
herkese afiyet olsun
eşimin 6 geceliğine iş seyehati için gittiğini ve benim de hasretle yol gözlediğimi daha evvelden biliyorsunuz zaten.dualarınız ve cici temennilerinizle beni yalnız bırakmadığınız için de teşekkür ediyorum sizlere...internetten inceleme fırsatı bulduğum kadarıyla lüks bir otelde kaldılar Mumbai (Bombay)da.eşimi rahatsız eden yoğun kokuyu saymazsak genel itibariyle iyi bir seyahat denilebilir elbette.ama eşimin eve geldiğinde "canım memleketim benim"deyişini de unutamam sanırım.
eşimin izlenimlerinden anladığım kadarıyla tam bir baharat ülkesi Hindistan.baharatın kokmadığı tek bir alan bile yok sanırım.
ve tüm yemeklerinde yoğun baharat lezzeti varmış eşimin anlatımına göre.
aşırı aromatik baharat kokusu:((
aşırı aromatik baharat kokusu:((
biliyorum eşim zaten çok hassas bir bünyeye ve çok özel bir damak tadına sahiptir.
belki eşime kötü gelmiş olabilir diye iyi niyetle düşünmek istedim lakin eşimin getirdiği hediyelikleri ilk kokladığımda yarım metre uzağa sıçrayıp,ona hak vermedim de değil.hani.
gerçekten iğrenç koku,mağazalardaki kumaşlara bile sinmiş.
" yemek beğenmenin en büyük sıkıntı olduğu ülkede neyseki tropikal meyve bolluğu insanın imdadına yetişiyor" diyor tam bir meyve aşığı olan eşim.
anlayacağınız Hint yemeklerinden nasibini alan eşim sonraki günlerini,bol bol pasta,meyve ve tatlı şeyler yemekte bulmuş çareyi.bizim kültürümüze en yakın olarak da tereyağlı gözlemeleri ve nan ismini verdikleri kıtır ekmekleri çekmiş dikkatini.
üstteki değişik meyve kokteylini, bardağın ağız çevresine acımsı bir baharat mixi sürerek sunum yapmışlar...
sizce de benzemiyor mu bizim katmerlere:))
*****************************************
gelelim eşimin objektiflerine yansıyan Hint manzaralarına...
***
ekonomik gelirin oldukça düşük olduğu ülkede insanların büyük çoğunluğu ulaşımını rickshaw adı verilen bu araçlarla sağlıyor...
***
yine eşimin ilgisini çeken detaylardan biri yoksul olan halkın eğitime olan merakı.çapulcu şeklinde gezen,hatta dlenci kılığında dolaşan çocuklar dahi okula giderken aileleri tarafından çiçek gibi tertemiz giydiriliyormuş.
hatta çocuklar bu ülkede ışıklarda duran arabalara sigara satmak yerine kitap satıyormuş
***
yine ülke genelinde lüks otomobiller görmek pek mümkün değil.ulaşım için kullanılan taksilerin neredeyse tamamı bu modelde...
***
Hintler de budizm çok yaygın.küçük heykelciklere,ineklere,putlara tapıyorlar genelde.sunakta gödüğünüz çiçekler ise onların kutsamakta kullandıkları kutsal çiçekleriymiş.
***
yine Mumbai şehrindeki Hindistan'ın en büyük şehridir,şehrin merkezinde ulaşım amaçlı kullanılan otobüsü görüyorsunuz resimde...gelir düzeyi işte bu halde bu ülkede...
***
resimde görünen yapı ise büyük mumbai kapısı...
yine merak edenler için söylüyorum Hindistanın para birimi Rupi.hint rupisi.nüfüsu 1 milyarın üzerinde olan ülkede bir çok dil kullanılmakta.özellikle Tamilce,Bengalce,Nepali vs.gibi.lakin resmi dil olarak Hintçe ve İingilizce kullanılmaka.
***
eh Hindistan' a gidipte Hint kumaşı getirmeden olmaz elbette
.bunlar da eşimin tıka basa dolu olan valiziyle,benim için getirebildikleri...
***
***********************************************************************************
İNGİLİZ MİMARİSİNİN HER YERDE VARLIĞINI HİSSETTİRDİĞİ YAPILARDAN BAZILARI VAR ŞİMDİ SIRADA
BUYRUN LÜTFEN...
binanın neredeyse heryeri bitkilerle dolu.keşke burada da böyle binalar olsa.Ankara yı çok seviyorum lakin binalardan görünmüyor oluşu bazen itiyor beni.bu nedenle kimi zaman eşimle küçük,yeşil,denize uzanan şirin bir diyar hayali de kurmuyor değiliz hani....
bakalım...nasip...belki ilerde...
ben en çok binaları beğendim bu ülkede.eşim hemen hepsinin ingiliz mimarisi olduğunu söylüyor.
gerçekten uzunca bir süre ingiliz sömürüsünde kalan Hindistan birçok yönden hala ingiliz izlerini taşıyor.trafiğin soldan akması gibi..
ingiliz döneminden kalmış olsa bile ben binalardaki mimariyi çok beğendim.
lakin yoğun rutubet nedeniyle binaların rengi
çoğu kararmış vaziyette.yada çok koyu görünümlü...
Mumbai’de hangi meydanın kıyısından geçseniz geçin güneşin altında elde sopalar kriket oynayan beyaz giyimli insanlar görürsünüz. Oval Meydan’ın kriket sahası bunların en ünlüsüdür ve günün her saati özellikle de hafta sonları yüzlerce oyuncu ve meraklıyı ağırlar.
Mumbai;ne tek başına Bollywood’tur,ne de aşırı göç nüfus yoğunluğu konut sıkıntısı çarpık kentleşme ve yoğun trafik kıskacında devinen bir metropol.
Tarihsel kültürel ve insani bir zenginliğin buluştuğu eşsiz bir arenadır.Ve rüyaların seri biçimde üretildiği bu şehir
mini belgeselimizden bu kadaaaar.umarım hoşunuza gitmiştir.
bakalım eşimin bir sonraki seyahati nereye olacak.çok özlüyorum,hasretle dönüşünü bekliyorum ama işi için olduğundan buna mecburen dayanıyorum.
bakalım eşimin bir sonraki seyahati nereye olacak.çok özlüyorum,hasretle dönüşünü bekliyorum ama işi için olduğundan buna mecburen dayanıyorum.
mintiden herkese sevgiler...